Gözler de bağırıp çağıran bir canlı saklı !
Herşeyi bilen, herşeyi sezen, herşeyi duyan.
Konuşmaz susar, kendi başına taraflı,
Yalnızlığa zıt , bir tek benim ona uyan...
Sen girme o çukura ey ıssızlığım!
Gönüllerde bir soğukluk var,
Herkesin kursağında kalmış bir yaşam.
Sükût değil, ruhsuzluktur bu sessizlik;
Fark edilmiyor artık gün batımından akşam.
Nerede o, düşünce içinde sayıklayanlar?
Allah’ın rızkına konmuş, birbirinden farklı kuşlar
Bunlar paylaşımı bilir de, şu zavallı insan bilmez.
Söğütlüçeşme Camii önünde yem verir bir ihtiyar,
Gözünde güzel olan güvercindir; kargaya vermez.
Köşede bir mazlum uyur, güneşin altında.
Sokak ışıklarına yansıyan kursaklık,
Gölgelikleri kapatan bunca yakınlık,
Her biri kaldırmış başını gökyüzüne,
Bir isyan gibi fısıldar "Ne bu kızgınlık?"
Renk bulmaca oynayan çocuklar yok,
Akın akın taziyeye gelip giderler,
Bir soğukluk esen rüzgarda,
Ölümü soğuk hissettiren anlarda,
Donan gözyaşını dökemezler.
Ambar ve sobanın kokusu,
Bahsedeyim sana bir visal;
Günler bambaşka geçer, bir gün sevinç bir gün hüzün.
Hüzünler benim , sevinçler senin olsun.
Endişelenme, alışkın ve bundan mesud olurum.
Nice sırlar saklıdır hislerin köşkünde.
Tazelenir geceleri bir dam üstünde.
Gözler düşünürken mavi gökyüzünde,
Dalıyor yine akıl, buradan farklı hayallere.
Tanımamazlık ile yanımızdan geçen zaman,
Bir anlığına kesişir gözlerimiz;
Mahalle oyunları, çekişip duran kavgalar,
Mutluluk payını almış koşuşturmalar...
Çirkin kötülükler yoktu, ziyankarlıktan başka.
Büyümek istedik hep, anlamadan.
Gel gitar çalayım, eşlik et benimle,
Gerçek hayattan kopalım bir anlığına.
Yollarım, kelebek coşkusu ile sesinle,
Hayran kalayım yine dalgınlığına.
Gel şiir okuyayım sana, dinle beni!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!