Eylüldür gitmeliyim
Gitmeliyim…
Biletimi aldım, Eylül kenarı ilk trene.
Zaman sarısı yapraklar dökülmeden, takvimlerden.
Gitmeliyim...
Bakınca yorulduğum yokuşları bırakıyorum
yaşlandığım duvarın gölgesinde.
Ayrılığın kokusu Eylül…
Kuşlar yuvasını çoktan bozdu.
Poyraz eser yakında,
savurur samimiyeti;
kalırsam, ayaza çeken sabahlarda
çiğ düşer koynuma.
Zaten bir kez bile sarılmadın ki boynuma.
Gitmeliyim…
Artık akşamlar uzun ve serin.
Masallar anlatırım çocuk yüreğime,
güldük, eğlendik, bir muradı alnından vurduk.
Karıncanın hakkını yiyemem ama
ağustos böceği kemanını kırmadan.
Gitmeliyim…
Hem sen de işinden, gücünden
geri kalma.
Bak, en azından anılarımız var,
yazdan kalma.
Kalbimde olacak bıraktığım ellerin,
sıcaktır orası; ellerimi cebime koydum, üşümesin.
Gitmeliyim…
İçimde ne varsa katladım,
koydum valize.
Bir tekeri kırık,
Bıraksam devrilecek, bırakırsam kal diyecek,
Çektim Sürükledim, isyan ettim Eylül’e,
fırlatır atar yine de dönmem geriye.
Gitmeliyim…
Sonbahar dallarında çırpınan kuşlar
döküyor sarıları.
Koca bir yazı sevdaya boyadık, bahardan başlayıp…
Şimdi bir fırça darbesi gibi kayıp gidiyor
bindiğim vagonun penceresinden.
Turuncuyla ala çalmış kayın ağaçları,
“Kal” desen ne hoş olurdu; mavi ladinlerin kokusu
ama sustun.
Gitmeliyim…
Masana bıraktım yarım kalan kitabımı.
Bana kadar bir ayraç koydum arasına;
unutmadım, bilerek bıraktım sana.
Sonunu sen yaz diye gelecek baharda,
kucağımda Eylül,
parmaklarım nikotin kokusu…
Gitmeliyim… Hoşçakal…
— Volkan Gülbitti (sadece Volki)
Volkan GülbittiKayıt Tarihi : 10.9.2025 20:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!