Zalim otağ kurmuş dünya bağına
Her gelip geçenden haraç kesiyor
Vicdanlar kısırlaşmış ahir zamanda
Adam gibi adamlar yok satar olmuş
Kimi zevk-ü sefada, kimi uykuda
Benim yiğit kardeşim Marmara''ya varacakmış
Adam vurup, bir şekilde
İmralı''da yatacakmış...
İmralı dediğin bir küçük ada
Önüne geleni almazlar bura
Benim yiğit kardeşim Marmara’ya varacakmış
Adam vurup, bir şekilde
İmralı’da yatacakmış...
İmralı dediğin bir küçük ada
Önüne geleni almazlar bura
Kan kokar uçurum çiçeklerinin elleri.
Yar diplerinden selama kalkar
Gecenin gözyaşlarını avuçlarında tutarak
Semazenlerin üflediğidir dudaklarında açan
Mevsim kışmış, yazmış ona ne
Bakışlarımdan dökülüyordu
Kan kızılı dokunuşları akşamın
Ve tutuşuyordu parmak uçlarım
Gecenin ıssızlığında
Sensizliğe meydan okurcasına
Benim
Haksızlığa baş kaldıran
Evcilleştirilememiş isyanlarım vardı
Eksik etek
Mamakvari tutukluluğuma kattığım
Yokluğunun kırbaç gibi şaklayan sessizliğinde
Hangi hüznün alacasından yakalasam
Takılır saçlarım, yüzüm düşer yerlere
Dilimin ucunda sen
Nerden çıkıp geldin ey yâr, bir bilsem
Körfezin hırçınlıklarına nispet edercesine
Hani
Çıplak gülüşlerin ardına saklanıp da
Bir hayali anarcasına
Dudak kıvrımlarından süzülen
Hıçkırıklar vardır
Uzansan tutacağım sanırsın ya
Eteklerimde aşkın gözyaşları
Dilimde en umarsız çığlıklar
Gitme dediğimde
Çoktan gitmiştin
Ve okunamayan papirüslere
Sevda diye geçmişti adın
Bana sevdanın ne demek olduğunu öğretme
Rezil etme can çeken duygularımı
Oysa çoktan götürdü ayrılığın kanatları
Aşkımız sandığım şeyi
Bir deli düşüncenin kasırgasında
Savrulup durdu yüreğim ordan oraya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!