Ey yürek Ülkem
Sen şimdi alıp sazı
Vurunca yüreğin teline parmakları
Avazın duman olup
Sızlatır olanca varımı
Düşünce kağıdın akına
Yaşca dilin...
Usanmadan sabır yoğurur ellerim
Ve umuda beş kala yiter ya düşlerin
Yitme
Ben yüklenip umutları olancasıyla ömrün
Safını dahada sıklastırıp saklının
Bana aymayan güne inat doğururum güneşi
Ayazındayken bir ağustosun tutabilirim ateşi
Etme bak dünyanın bütün yükünden geldim
Yokluğun koynundan
Hasretin çağından
Vurulan adaletin bağrından...
Kadına kesilen namus kalıbından
Dahası kuşatılmış sevdaların akından...
Tek başıma bin orduydum hep barışa saf tutan...
Gitme
Bilinmez yolum
sonrası yok bu yokluğun
Sırattan geçen o toyluğum
Düşer dizelerin üstüne
Havada öyle asılı kalan
Ömrüm iter iskemleyi tek bir hamlede
Hem
Hep yollara mı iz bırakır ayaklar
Ayaklarında yolun izi yokmudur yürüdüğün doğaçlar kadar
Vurduğun vurulduğun o topraklar?
Ya selamete belki çıkılır diye yuttuğun anlar
Hiç hatrı yokmu keş ödenmiş işte yıllar
Biliyorum
Öptüğüm avuç içlerinde sabrın
Yumruklaşan öfkenin altında merhamettir saklın...
Etme...
Dışarısı kıyım kıyamet
Dışarısı zifir ihanet....
Selda Yetişoğlu
Kayıt Tarihi : 2.11.2020 04:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkür ederim
Tebrik ediyorum değerli şiiri ve yazan yüreğinizi
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Teşekkür ederim sağolun
Bir Yürek Ülkesi...
Hangi kıtaya ve coğrafyaya düşer acaba muamma...hangi haritaya bakmalı...nerede ''neçe''...
Bizlere yakın mıdır, giriş çıkış vize ile mi, yoksa sınırları yok mudur bu ülkenin...sevgi ekip sevgi mi biçerler...yoksa kavga gürültümü vadisi mi var...
Usanmadan sabır doğururken eller...
Umuda beş kala neden yiter düşler...
Tek başına bir ordu olup barışa saf tutmak..
Yok yok hakikaten her şeyiyle dışarısı zifiri karanlık ve ihanet, hem büyük kıyamet var hem küçük kıyamet...Şiire genel itibariyle bakıldığı zaman betimleme ve akıcılık ön planda...gayet ağır ve yumuşak geçişlerle vurgu yapılarak okunması gereken bir şiir...
Dördüncü beşinci dizeden sonra yoğunluk artıyor, okuyanın birazda kafasında her dizeyi film şeridi gibi canlandırması gerekir. Her zaman söylediğim gibi herkes şiir yazar, öykü yazar, roman yazar, anı yazar falan...ama özellikle bazı kalemler her nedense farklı yazar. Bunu yazan zaten kendisi anlamaz...okuyanlar bunun kararını verirler. Bir gün Prof .Ünvanlı bir hocamız bana dedi ki, ''Üstadım senin şiirlerin bana çerez gibi geliyor, hiç yorulmuyorum okurken kafiyeler çıtır çıtır...'' demişti .Ben bu lafı hiç unutamam...şiiri yazmak ayrı bir birikim ve duygu ister, okumaksa ayrı bir hüner ister...ben okudum tat aldım değerli dost...eline gönlüne sağlık ve güzellik dilerim...
...Kutluyorum ilham perileri kirpiklerinin ucuna konsun ....SAYGILAR...
Uyruğu olmayan yürekler bildim...
Sanırım en büyük şansımda bu oldu...
Yüreğin dili yettiğince anlatmaya çalışmışım...
Biliyorum çokta çıtır değiller ama
Bi yüreğe değmiş işte daha ne isterim :)
TÜM YORUMLAR (3)