Bu yazı, her birimizin kalbinden sızan o derin endişenin ve yorgun ruhumuzun isyanıdır. Her yeni güne, neşeyle değil, korkunun ve çaresizliğin gölgesinde uyanıyoruz. Etrafımızdaki manzara öylesine ağır, öylesine manasız ki; artık vicdanımız bize sessiz kalmamızı emretmiyor.
Kadim bir öğretiyi unuttuk: "Kalp kırmak, Kâbe'yi yıkmak gibidir." Bir sözle dahi yıkılan o kıymetli maneviyatı, bin ömürle geri getiremeyiz. Fakat bizler, ne yazık ki bir sözü bırakın, bütün bir hayatı dahi hiçe sayar hale geldik. Saygının ve erdemin sıfırlandığı bu çağda; çıkarın ve menfaatin acımasız saltanatı, insani değerlerimizi bir virüs gibi kemiriyor. Yalan, riya ve aldatma, en kutsal kabul ettiğimiz bağları dahi çözüyor.
Şöyle bir bakın etrafınıza, gözlerinizi kapatıp hissetmeye çalışın: Masumiyetin en saf hali olan küçük bedenler bir hiç uğruna katledilirken; kadınlarımızın çığlıkları şiddetin zalim gölgesinde boğulup giderken; mazlumun hakkı güçlüler dünyasının acımasız çarklarında ezilirken, sesimiz nerede? En temel direğimiz olan ailede; evlat anne ve babasına kıyarken, anne ve babalar evlatlarından kayıtsızca vazgeçerken, bu toplumsal çürüyüşün aynadaki yansımasından ibaret olduğumuzu görmüyor muyuz?
Evet, bütün bunlar; bir televizyon haberi değil, uzaktan izlenen bir dram değil. Bu, insanlığımızın toplu intiharının bir kanıtıdır.
Birlik Vakti, Onarım Vakti, Uyanış Vakti!
Bu korku ve bu ağır çaresizlik hissi, bize dayatılan bir kader olamaz, son sözümüz asla olmamalıdır. Karanlığa lanet okumak kolaydır; zor olan, eline bir kibrit alıp kendi küçük ışığını yakmaktır!
Şimdi, her zamankinden daha güçlü bir duruş sergilemek zorundayız. Artık zulmün ve acımasızlığın karşısında dilsiz şeytan kesilme lüksümüz kalmadı. Sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır. Gördüğün her merhametsizliğe bir ses ol, bir nefes ver. Kazanmak, yükselmek ve daha çok sahip olmak uğruna insanlığını feda edenlerin safından hemen ayrıl! Unutma; cüzdanının sesi ne kadar yüksek çıkarsa çıksın, vicdanının fısıltısı, gerçek yol göstericindir. Değişim, her zaman en içeriden başlar. Kırdığın bir kalp varsa onu onarmak için hemen bir adım at. Kaybettiğin bir saygı varsa geri kazan.
Bizi bu derin kaostan çekip çıkaracak olan ne teknolojik ilerlemeler ne de servettir. Bizi kurtaracak tek güç, yitirdiğimiz o büyük merhamet, onurlu bir hayat sürme azim ve kararlılığı ve insanın doğuştan gelen haysiyetine duyduğumuz sarsılmaz inançtır.
Bu sabah, artık titreyen bir korkuyla değil; karanlığı yenecek, değerlerimizi yeniden tesis edecek, umutla ve KAYBOLAN VİCDANIMIZI YENİDEN KAZANMA AZMİYLE UYANALIM!
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 19:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!