Dağlar taşlar konuşmuştu kendi dilince.
Bir ses duydu, Cebrâili orada görünce.
Sevgin doldu gönüllere, Ey Sultanı  ezel! 
Nurun  kucaklar semayı Hira nur dağından. 
Şerefi üstün Kuran inmemişmiydi oradan.
Göster görelim yüzünü, gül peygamberim.
Boyun kırmış  Sevr tir tir titrer, Hira inler.
Başın eğmiş  yüce gökler, Kuran diye gürler.
Rabbimin lütfu keremi, Ey gönüller sultanı! 
Bütün cihan doyamıyor bu hazza  elbet.
Güzelliğin ötesinde sonsuz  bereket.
Cennet gülü, gönül çiceği peygamberim.
Bu sevda ağrılarına yürekler  dayanmaz.
Mahbubuna olan sevgiler gönüllere sığmaz.
Ey insanlığın şerefi, Ey sevgi güneşimiz! 
Elbette kalb hüzünlenir, göz yaşarır.
Bu yanmış yüreklerin, acı feryadıdır.
Bize bir selâm eyle, Ey şefaatcımız! 
Tutamadım gözlerimi, akıyor yağmur misali.
Rabbim metetmiş seni, sen dilsizlerin dili.
Sen ciğeri yanana su, Ey enbiyalar sultanı! 
Allahım ilâhi rahmetini üzerimize indir.
Efendimizi  bize  fazla yaklaştır,  sevdir.
Kokusu güzel, canım, canım peygamberim.
Rahmanın rahmetiyle nesiller boyu anılacaksın.
Sen Habibi Kibriyasın, gönüllerde yaşıyacaksın.
Sen alemlere şifa nursun, sen gözlere ışıksın.
Mekke / 14003 H.
Ali Kılıç KakizKayıt Tarihi : 12.3.2010 09:47:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!