Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Aşkın Sultanı Büyük İnsan,
Karanlıkları aydınlatan Büyük İnsan...
Rahmet dileklerimle,
Saygı ile.
İsa'nın yurdu değilsin sen
Yayıldığı yersin eşeklerin
Aynen öyle vesselam.
Eşeklikle kalsa iyiydi....:(
İsa da Musa da Muhammed-s.a.v.- de Lisan-ı Nebevi'de "AHRETİN TARLASI" olarak tavsif edilen bu dünyada yaşadı ve öldü Günay bey. Yoksa İsa Nebi, bir kısım hurafeci şeyhlerin ve yarım hocaların dediği gibi Göğün üçüncü tabakasına çekilip de orada hayat falan sürmüyor. Onun kıyamete yakın yeryüzüne inip dünyayı ıslah edeceği de kuyruklu bir yalandır. Çünkü Maide suresinin 116. ve 117. ayetlerinin beyanlarında onun çoktan öldüğü gayet net bir şekilde ifade ediliyor.
İşte bu baştan sona şirkle dolu saçma sapan sözler de Muhyiddin -el- Arabi ve Hallac el Mansur ve de Beyazıd-ı Bistami gibi meşhur müşriklerin yani, vahdet-el Vücut tarikatının meşhur sapık şeyhlerinin müridi olan Celaleddin Er-Rumi'den mervi şirkalud zırvalardır. Çünkü o da, aynen tarihteki öteki sapık tarikat şeyhleri gibi Allah'ın son hak kitabı olan Kur'andaki muhkem ayetlerin beyanlarına muhalefet ederek, ne kadar sapık bir inanca sahip olduğunu ortaya koymuştur.
"BU DÜNYA AHRETİN TARLASIDIR." -Hadis-i şerif meali-
"BU DÜNYA, MÜ'MİN İÇİN BİR ZİNDAN, KAFİR İÇİNSE BİR CENNETTİR." -Hadis-i şerif meali-
"BU DÜNYAYI ÇOK SEVMEK, BÜTÜN HATALARIN BAŞIDIR." -Hadis-i şerif meali-
"BU DÜNYA BİR MİSAFİRHANEDİR. İNSAN İSE ONDA BİR MİSAFİRDİR AMA VAZİFESİ PEK ÇOK BİR MİSAFİRDİR. VAZİFE İSE: BU KISACIK FANİ HAYAT İLE AHİRET YURDUNDAKİ BAKİ CENNETLERİ KAZANMAKTIR." -Kelam-ı kibar-
Gerçek bir müslüman -dini konularda- ancak Kur'andaki ve sahih hadislerdeki beyanlara inanıp onlardaki değişmez kıstaslara göre yaşar ve ölür. Kim onlardaki beyanlara muhalefet ederek felsefi fikirlerin sapık yorumlarına tabi olursa, kendisini ebedi cehennem azabına mahkum ettirir vesselam.
Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 47 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir.
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
Fena bulmak yaratıcıda size yakışır Ariflerin Sultanı bu can bu ruh bizde yok sizde var...Allahın selamı üzerinize olsun sizin ve sevdiklerinizin..
Evliyaullahın bitkilerle konuştuğu gerçek ,örneğin Yunus Emre "Sordum sarı çiçeğe annen baban varmıdır"Çiçek eğidür darviş babam annem babam topraktır"Çiçek darvişYunusu tanıyor.Hadisi kutsi buna delil.
Mevlana'nın eserlerini yorumlayacak makama eremedik henüz :)
İsa'nın yurdu değilsin sen,
yayıldığı yersin eşeklerin.
Nerden tanıdım seni bilmem ki,
nerden parçası oldum bu yerin,
Ruhun şad olsun Mevlana
cahil insan genç iken tatlı görür dünyayı aldanır onun cilvesine ama dünya zindandır has kula genç yaşta yaşlanır has kul sende yaşlan genç iken kul...
Bana vermedin bir yudum tatlı su,
sofranı yaydın yayalı.
Elimi ayağımı bağladın gitti,
elimin ayağımın farkına varalı
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta