Lağım deliklerinde sekiyorum
İnsan tuzaklarından uzak gibi
Oldukça yakın
Dostlarımda ben gibi pis boğazlı
Sonunu düşünmeyiz yediklerimizin
Bize ne yapacağını
Kağıdın, tenekenin, tahtanın, çürük elmanın
Bazen uyuşturur yediklerim
Midemi buruşuk muşambaya çevirir, bazen deler geçer
Yiyecekler hasta eder beni
Dostlarımdan ölenler var yediğini düşünmediği için
En çokta aklıma üzülürüm
Çoktan kaybetmiş düşleyişi
İnsanlar neden nefretle bakıyorlar bana
Sahi kim getirdi beni
İnsan tuzaklarından sekerken sığındığım
Lağım ki bir belanın çözüm yolu bin bela
Ben de isterdim köyde dedemle bahçede koşturmayı
Sahi dedem var mıydı benim?
Elbet vardır cânım!
Ah şu kalabalık şehir unutturdu seni
Kuyruğuma laf eden hayvan dostlarım
Ben de bilmiyorum bunu taşımak ne işime yarar
Biliyorum nereye gitsem benimle gelen yük
Ama bırak demekle olsa keşke
Kurtulmak bile başka acı
Bazen hasta ediyor beni
En iyisi şimdilik taşımaya devam etmek, kabullenmek
Güzel kuyruğum dersem hafifler misin?
Çirkin kuyruğum dersem başıma daha mı çok bela olursun?
En iyisi çok düşünmemek
Bu kuyrukla geldiğim gibi gitmek
Nefretle bakan gözler demiştim
Ben de görmek istemezdim sizi
Memnunum mu sandınız lağımın kokusundan
Gerçi ne koku alabiliyorum artık, ne tat
İstemem yıllarca borcunu ödediğin mobilyanı kemirmeyi
Nasıl mı kemiriyorum tatsız kokusuz mobilyanı?!
Senin parfüm sıkılmış tatsız domatesin gibi
Bana güler yüzle bakmayan tüm insanlar
Deliklerde, lağımlarda yaşıyorum diye tiksiniyorlarmış benden
Ya kendi sığındığı deliklerin farkında değiller
Yahut burnunu yakan mazot kokusu beynini de yakmış
Bana pis diyen yüce varlığın
Övülmeyi bekleyen gözlerine sormak lazımmış
Kayıt Tarihi : 13.8.2025 16:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!