susma bu şarkıyı aşkın yüzüne!
çıkar batıklardan ilk öpüşümü
paslı bir lir ol ateşin koynunda
topla masallardaki tanrı kırıklarını
uçurumlar hep senden yana/ aşk bu...
yaza rastladı bir şarkıda
etekleri zil çalarak bahardan geçen narçiçeği
birden aşk oldu
birden yağmur
içinde yüzlerce ateşböceği...
neyin hazırlığıydı bahar
yaşamın a
ölümün b
sustu
mevsimsiz rüzgârdı ve şiir
İnsan:
dörtnala geçiyor ömrümden
toynaklarına paçavra bağlanmış zaman
sessiz/ iz bırakmadan
barbarıska bağlansa da aşklar
kaymasın diye yüreklerden
nesnenin şiiri nesneye emanet
uzat elini çocuk!
çıkalım incir çekirdeğinden
sonra bol acı bol kıyamet
ve bir papatyanın diklenişi rüzgâra
sen mi düşledin
soluk benizli sabahlarda büyüttüm umudumu
akşamdan hazır bir seferi gibi
başımda kırlangıçlar çığlıkla
bu ilk yolculuğumdu / çocukluğumdu
zemheride ilkyazlı düşlerimi büyütmüş gibi
dallarından kiraz çaldım inatla
hangi dilde ölsem bugün, dedi çocuk.
törensiz!
bir uzun hava olup
serilsem er meydanına yüreğinin...
karın tokluğuna büyümek istemiyordu bir sevdaya
hırsızı belli olan bu kurguda
yaprak kıpırdamaz ömrümün amansız fırtınası
tutamıyorum yüzünü belleğimin avuçlarında
telaşlı turaç gibi yiterken siluetin
kırılmaya hazır kristal bende bıraktıkların
bir çay içmeliyim/ bir sigara
gündoğumunu izlemek için çocukluğumun ufkunda
ve insan...
bozdu bir gün oyunun altın kuralını
sığdırdı bir yolunu bularak
yaşamın çuvalına şiddetin kanlı mızrağını
son sözünü söyledi doğa: değişim!
haydi akalım
dip dalgalarına okyanusların
rotasız gemi gibi / mülksüz ve çıplak
ben kar suyu olayım
sen sonsuz bir akak
çıkaralım eski eylülleri sırtımızdan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!