çok eski bir aşk mektubu gibiyim katlandığım yerler belli.
yıprandığım yerler…
sonra bir de senli satırlarım var silinmeye yüz tutmuş…
anlama beni anlamaya çalışma..
sonra hiç olmadık zamanlarda sevda düşer rıhtımlara
bir sen bir ben kalırız ayazın ortasında..
BİR ANLIK ÖZGÜRLÜK
Üç beş kere geçtim kalbinden
Ne akşamını gördüm ne de sefasını
Sebepsiz büyülendim laciverdinden
Oysa her yerde aynıydı şehrin yalnızlığı
İzinsiz gecenin henüz başında....
Dokunamıyorum ne resmine
ne de çiçeklerine
Dokunamıyorum o ateş kırmızısı yüreğine
Sen çizdiğim boyadığım değilsin
Hiç ağlayarak şiir yazmamıştım...
Hiç şiir okurken ağlamamıştım...
Ya senin şiirlerin öyle mi?
Her mısrasında beni kahreden
Boncuk boncuk yaşlar süzdüren
O gecenin sabahında Ümmü Gülsüm’ü
Dört ay sonrasında Nazım abiyi kaybettik
Tuhaf bir duygu şu kayıp haberi
İnsan kendini beklerken...
Yani şaşırmayan bünyeye şaşkınlık!
bugün sokaklarda avare gezdim; adını sayıklayarak seyrettim şehri..
Senin kadar sevdiğim Emirganda olmayı düşledim; dizinin dibinde, başım omzunda ve kokun ciğerlerimde olsun istediğim kadar..
Can acısı geçmezmiş bir tanem! Avcumun içinde birikir yokluğun ki hangi sonsuz arzunun tercümesidir yalnız sen bilir sen anlarsın..
sen acının dehlizlerinde boğulan bir sevda fakirini
avuçlarında yaşatacak kadar vefalı olmalıydın
kanayan düşlerine bir avuç kum döküp
orta yerde bırakacak mısın?
söyle şairim sen yazılmamış mısralara
veda edecek kadar cesur musun…
susarak çok şey anlatabilirm yeni yeni anlıyorum
bir şehla bakışımla bütün kalbimi açabilirim sana
belki kurtulup ruzgarın batağından
kendini sunabilirsin bana altın tepsilerde;
belki hiçbir çiçeğin gölgesi düşmez
tenimin buğusunda kaybolmaz susuşlarım…
Şimdi masum boynuma bir günahtır adın..
Ne kadar zormuş mücadele etmek ve ne kadar yormuş beni, seni sevmek..
Sen giderken..bizim şarkımızdı..şimdi bir yazımız olsun istedim yine sen giderken..
Giderken ardında bıraktıklarını bulamayacağını bilerek gitmemiştin belki ama adettendir gidip te dönmemek dönüp te bulamamak vardır; helallik alıp gitmek..öylesi bir yazgıydı seninki..üç yataklı bir odada,cümle içinde kullanılmayacak kadar eskiydi adım..üstelik tuz kokusuydu bir sevdanın ispatı..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!