Bir demli çay kokusuna gelirsin diye bekledim
Bir sahil kenarında
İnce belli bardakta
Güneşin batışını
Gözlerimdeki ay ışığının sevdasını
Konuşuruz diye söz verdin
Belkide sevmedim seninle sevmeyi öğrendim
Ölümüne severken seni
Aldırmadım canımın alışına
Ondandı bu ağır sevda
Yetimdi senden önce hayallerim
İçim burkulur akşamları
Dalar giderim yakamozlara
Denizin dalgasıyla uyanır düşlerim
Hep sana dayanır hayallerim
Düşlerim vardı düşündüklerim
Bir yaz akşamında
Tenim teninin hasretine gebe kalmışken
Vurgun saatlerde arar oldum seni
Dudaklarım sıcaklığına kanıyor
Güz gülleri gibi hiç baharı yaşamadan
Ölmek gibi yada sebebi olmak bir çöküşün
Yada elleri ile itmek bir uçurum kıyısından sonsuza
Seçtiğin iki tanesi sen bir tanesi ben olmamak dileği ile
İşte gidiyorum ama etmiyorum eyvallah...
Ben hırçın dağların sevdalı kızı
Kalbim hep sevdi gönül arsızı
Delice sevmek kanımızda gizli
Ben özgür aşklara verdim bu yüreği
Ben aşkları bulutlara çizerken
Çırpınır yüreğim sensiz akşamlarda
Avuturum kendimi çocuklar gibi
Bir hüzün çöker içim daralır
Ağlarım geceleri dön artık geri
Sen gelmezsen halim ne olur
Söyleyin ona
Dokunmasın bir daha kanayan yaralarıma
Deymesin eli yüreğime
Titretmesin bu bedeni yine en başında
Söyleyin ona
Bir uzantıdır yüreğimdeki sol yaramın
düşleri __
Bakışlarımın son rötuşlarıydı
seni anlatan __
Bir elin kalbimde olacak diğeri
gözlerimde __
Umudumun limanında,
Karanlıkları gizliyorum yüreğimde
Son bir sefer var umuda dair bu yürekte
Saatini kurdum mutluluğun
Sen gelince çalacak umut limanında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!