Bir eski arkadaş,
Ansızın uzaklardan çıkıp gelince,
Zaman durdu bende;
Otuz yıl önceki mazi,
Yeniden hayat buldu gözlerimde.
Resimlerdeki
Soluk yüzler canlandı,
Sisli kuyulardan çıkardım,
O günlerden kalanları.
Bilmem ki;
Anlattığım bir kaç anı,
Ondakilerle aynı mıydı?
Bir anda,
O masal şehrindeyim sandım;
Patiska bezleri
Başlarına dolayan kadınları,
Nasrullah Meydanında
Oturan amcaları selamladım.
Otuz yıl önce bıraktığım
Mutlu çocukluğumu;
Geçtiğim yollarda,
Oturduğum tahta sıralarda aradım.
Dans ettim salonlarda,
Satırları karaladım.
Bir şiirin misralarinda,
Liseli bir kızın
Utangaç bakışlarındaydım.
Yabancısıydım şehrin,
Sessizce vedalaşıp, ayrıldım.
Sordum;
Burda mevsim sonbahardır
Ilgaz'da göğe uzanan kara çamlar
Beyaza boyanmış mıdır?
Yüzümüzdeki çizgiler,
Mevsimlerden birer izdir
Eski izler hangimizde derindir?
Anladım ki;
Hayat sadece bir andır,
Bazen bir ömür otuz yıl kadardır.
Saçlarımızdaki aklar,
Dünyalık telaşlarımızdandır.
Zaman insanı işleyen bir ustadır,
Düşündüm;
Hangimiz değişmeden kalandır?
Gördüm ki;
Bir kahvenin kırk yıl hatırı varmış
Bir sancı insanı otuz yıl yakarmış
Mahşere kalır sandığımız helalleşme
İsteyince, dünyadaymış....
Zehra Yurtseven
Kayıt Tarihi : 23.10.2025 16:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)