Gördünüz işte her şey yerli yerinde
O hırçın şey -üç harfli - en olağan haliyle işliyor
Savaşlar, taze çığlıklar, mezarlar serpiyor masalımıza
Gizli bir aşkı açığa vurarak tarih diyor dilimiz
Gerçeği çiğnemiş kutsal her bayrak gibi
Televizyonların, gazete manşetlerinin, politikacıların
Yeni şapkalarından eski tavşanların
Önce mağdur sonra zalim uzuvlara sindiğini
Umarım siz de gördünüz
İşte her şey yerli yerinde
Günler, her sabah daha çelimsiz ve kırışık
Oysa acıyı sadakatle devrediyor
Yeşil reçeteler, sanrısı yeryüzünün en sağlam yerde
Açlıktan ölen ile tokluktan ölenlerin tuttuğu köşe biraz eskidi
Suratlara vuran piyango ihtimali
Balkonlarda asma bahçeler, bankalar, kerrat cetveli
Düstur-u cidal, bütün uyuşmazlıklar
Dürüst bir terazi ancak devrilirdi
Hala aşka susayanların azmettirici boşluğu ve
Yosmaların açlığa inat sarılmaları varken
Havai fişeklerin karanlığa anlık galebesi ile
Hadi mutlu şarkılar söyleyelim inanmak isteyerek
Soğuk bir yıldan berbat bir yıla basan sokak çocukları
Sokağın merhamet adı gibi gelir
Onlar şiirlerde eski resimler gibi hep anılacaktır
Bir şair boşluğa ne ekleyebilir ki ağıtlardan başka
Alışılagelmiş hüzün, sabahın ilk horozu
Sanırım Afrika’nın ilk sabahından kalma
Yine uyandıracak doğanları veya ölmeyenleri
Bütün tutarsızlıkları geçip çabucak alışacağız
Ölü takvim yapraklarına ve seyrek-kır saçlarımıza
Çünkü uyum en belirgin kaderimiz
Yıl, on üç milyar ve zamanın planı bitmedi
Bir deney hayvanı kadar insan insanı tanımaz
Hangi maharetli el bölüyor insanlığı pasta keser gibi
Bunca ayrımcılığa, çarpıklığa, dar kalıplara
Hem nasıl oluyor ‘Sürüden ayrılanı kurt kapar’ aldatmacası
Gerçek şu ki sürüden ayrılan hüznü ile tek başına
Emin olun, çöreklenmiş hüzündür insanoğlu
Onbinlerce ışık yılı öteden keşfedilip sorulur belki:
Nasıl oluyor bunca menfur şey bir toz zerresinde
Nasıl oluyor bunca boşluk varken
Sorarım yeni bir şeyler var mıdır anakaranızda
Yoksa bilmiyor musunuz bütün kara tonlarının aynı olduğunu
Yeni bir şeyler var mı anakaranızda
Hüzne ait olmayan
Zoraki bir ümidin dışında
Onu hiç söylemeseydim, büyüsü kayboluyor
Yine de az şey değil, siz de gördünüz
Bu kadar hüzne bu kadarcık ümit nasıl da yetiyor
İnanır mısınız kararsız kaldım
Kıvrımlarımı kelimeler yıpratıncaya kadar düşündüm
Eski hüzünlü yoksa yeni hüzünlü yıl mı daha iyi diye
Ne de olsa içinden büyük patladı hüzün
Ve mağrur anılar yaşlandırıyor bizi
Sonra aynalar söyledi, hüznün tek parça olduğunu
İşte insan hesabıyla bir yıl daha bitti
Birçok hüznü geride bıraktık, sevinin
Yaşasın yeni hüzünler
1 OCAK 2014
Yahya OğuzKayıt Tarihi : 18.1.2014 18:45:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!