Rüzgârların unuttuğu yorgun bir liman,
sessizce taşır çağların ağırlığını.
Çürümüş gemi iskeletleri bekler geceyi,
vakur nöbetçiler gibi suskun durarak.
Pasla mühürlü ağır çapalar iner derine,
karanlığın dibine bağlar eski çağları.
Denizcilerin solmuş duaları yükselir göğe,
yıldızların omzunda ince ince yankılanır.
Bu dualar karanlığı yaran kutsal bir ışık,
kaybolmuş ruhlara yol gösteren bir izdir.
Bir zamanlar âşıklar kalplerini bırakırdı
dalgaların koynuna umutla ve teslimiyetle.
Şimdi ağır bir sükût çöker limanın içine,
sessiz bir sis gibi dolaşır her kıyıyı.
Yosunlar sarar taşları, yeşil bir atkı gibi,
zamandan düşen solgun bir hatıraya döner.
Sislerin ardından çıkar hayalet denizciler,
Mağrur ve onurlarından eksiltmeyerek.
Bakışlarında geçmiş seferlerin ateşi parlar,
dudaklarında unutulmuş kıtaların tuzuyla.
Bu liman zamanın ebedi ve sadık yoldaşı,
denizin unutmamaya ant içmiş sırdaşıdır.
Gemi omurgalarının sığınağıdır yıllarca,
kaderle yapılan son pazarlığın tanığıdır.
Yine de ayakta durur liman dimdik ve sağlam,
çağların yüküne rağmen eğilmez hiçbir yana.
Dalgaların diz çöktüğü, bu hür ve yalnız eşik,
rüzgârın bile saygıyla eğildiği yerdir.
Bitkin görünse bile eksilmez onurlu ruhu,
kararlı bir varlık gibi sürdürür nefesini.
Zamana meydan okuyan ölümsüz bir iskele
sessizce korur, varlığını kadim bir bedenle.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 8.12.2025 05:06:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




dilinize sağlık
beğeni ile okudum
Teşekkürler Hüsamettin Bey değerli yorum ve düşünceleriniz için.
TÜM YORUMLAR (1)