Hem de bozulan bu dengeden kaçışla sistemler yeni referans değerleri üzerinde dengeye ve eşitlikçi bir yapıya kayarlar. Sistemin denge ve dengesizlik hali, sistemin geliştirici özü olan, çelişkileridir.
Şimdiye değin olan sosyal ve toplumsal insanlığın gelişmesi, eşitsizliklerin çelişmesi, eşitsizliklerin birbirine imrenmesi ve hırslanması esası üzerine olmuştur. Eşitsizliğin sosyaldi öznel yapıya değin nesnel çelişkisini gideremeyen insanlar; inancı ve dinsel söylemli inancı sistematiği, oturtmuşlardır. İnançlar böylece bu gibi bir yönü ile de geçmiş toplumların öznel işleyiş ilişkilerini desteklemiş her iki potansiyelin eğilimini bir katlanma eğilimi olacakla, desteklemiştir. Bugün bile bu hali ile sosyal yaşamda çok etkindir.
Doğada iki eşitsizlik arasında bir akım bir eğilim vardır. Söz gelimi alçak ve yüksek hava basıncı ile eşitsizleşen ortamlarda, hava akımı yani rüzgâr oluşur. Artı ve eksi yönden eşitsizleşen polarmadı kutuplaşmada, basınç farkı; yine bir akımı, elektron ya da boşluk denen akımını oluşturur. Ha keza potansiyel farkı oluşla eşitsizleşen iki su birikintisinde yine su potansiyeli fazla olandan alçak olana doğru bir akım, bir su akımı oluşur.
Akım genelde yüksek basınçtan (eşitsizlikten) alçak potansiyele (eşitsizliğe) doğru akar oluşla kendiliğinden eğimledir. Toplumsal eşitsizlikte durum bunun zıddıdır. Mal mülk akmayarak tutumla birikerek ya da bir şekilde (gasplarla- sömürü ilen- haksız elde edişlerle) biriktirilerek potansiyel oluşur. Ancak bu birikme potansiyel alçak potansiyele göre akma eğilimi gösterir. Böyle bir eğilim varsa da öznel insan bunu önler. Mülksüz insandan, mülke doğru bir eğilim belirir.
Toplumdaki mal edinmeye değin eşitsizliğin yani yüksek potansiyelden (varsıldan) alçak eğimli potansiyele (fukaraya) doğru olacaktan mal akışını, kısmen dinler sağlamışlardır. Bu kısmi akışın olabilmesi için sadaka, zekât, yardım, hac ziyaretleri gibi kimi kez gönüllü, kimi kez manevi ödüllü ve kimi kez de manevi korkulu olacakla, dinler; inançlar bunu başarmıştırlar. Bu gibi akış ancak bir sistemin beslenmesi olan, geri beslenmeli, sistem sızdırmadır.
Geleceğin yaşantılımı artık standartlar üzerinden eşitlik noktasına doğru teğet eşecektir. Toplumsal güç üretmenin standardını ve kalitesini androiti robotlarla yapar olacağından, standartların bilinir ve planlamayla üretilir olacağından, aşırı potansiyelli mal mülk edinme sağlayışı ortadan epeyce bir kalkacaktır.
Geleceğin yapısı geçmişin toplum mirası üzerine kurulan çok çok farklı bir androiti, standartlaştıran yapı olacaktır. Başlangıcın bir en eşitsiz gelişme şekli, demokrasi kültürü ile şimdilerin özneldi orta eşitsizliğine doğru evirilmektedir. Yani gelişme en eşitsiz uç sınırından dönmüştür.
Eşitsizlikler, eksen (ekvator) çevresindeki tropikal kuşak dediğimiz hemen hemen aynı özellikleri gösterir; eşitlikti özellikleri daha çok belirgin olan, ama çok az eşitsizlikleri içeren devinme alanları gibi bir denge durumları gözetilmelidir, tam bir yüzde yüz eşit eştirmeden, söz gelimi %99,99 gibi bir oranla eşitlik, amaç olmalıdır. Buradaki eşitlik; farklı yetenekte olmanın kendisini belirten kendisine ihtiyaç duyurtan belirmesidir.
Burada eksen, ekvator, çap gibi kavramlar sizin olgu ve olaylara farklı boyut zamanlar katışınızla ilişkin farklılaşırlar ve değişik devinim açılarını sahneye sokarlar. Siz eylem alanını, en az iki veya bir boyuta indirdiğiniz zaman sa bunlar bir ve aynı şey olurlar.
Kişi burada bir ya da birkaç yönü ile üstün potansiyel olurken, diğer bir ya da birkaç yönleriyle diğerlerine göre düşük profil potansiyel olacaktır. Bu iki farklı belirme kişiyi ortalama eşitlikçi yapacaktır. Yine kişilerin öznel ve fiziki farklı belirmesi, farklı birey olmanın fonksiyonelliği, ihtiyacına göre olmanın azalan çoğalan tüketimi ve tüketim zenginliği gibi farklılıkların olanaktı eşitliğidir. Bunlar; eşitsizliğin kabaran aktif yapıları iken, aynı anda da denklik eşitliğine giden bir dönüşmenin de dinamikleridirler.
Önce orta karar bir eşit silikler yaşanacak ki bu günümüzdeki gelişmiş ülkelerin tutumu sanal reel olan demokrasi kültürüdür. Eşitsiz gelişmenin nimeti, karşıt uca doğru; eşitçe gelişme ucuna doğru, yaklaşacaktır. İşte bu standartları belirlenmiş yapı; halkı da (özel yaşamı) , toplumu da (öznel üreteni de) , kendisi olan bir yapıdır. Ara yapı çocuklar olacaktır.
Genel olarak toplumsal sosyal yapılarda eşitlik, farkı farklı yetenek ve özellikti zenginliği olan belirmeli potansiyel niteliği öldürür. Temel sağlayışlar esastır. Temel sağlayışların, ne eşitliği olur ne de eşitsizliği olmaz. Kazanç dediğimiz şimdiki olgu, baştan beri söylediğimiz potansiyellerin sirkülasyonu için önemlidir. Daha fazlasının, sosyal ve toplumsal güçtü baskı kurması için değildir.
İşte demokrasi burada etkindir demokrasi eşitlikler kadar eşitsizliklerin hak eder olan fazlalık (farklılık) haklarını da sağlamalıdır. Buradaki demokrasi toplumsa demokrasidir. Bunlara değin bir diğer eşitsiz eşitlikti toplumsal sağlayışlar nitelikli de öğrenmedir. Nitelikli öğrenme, eşitsizliğin kaynağıdır. Her farklı nitelik, kendi üretimce sağlayışı ile temel sağlayışları karşılar olma ilkesi bağlamında, eşitlikçi bir ücretlendirme seviyesi gözetir.
Buralarda birine göre fark olan sağlayıştı yarar diğerine göre alçak potansiyelli gerilemeli bir zarar haksızlık gibi gelmektedir. Oysa diğer yönden bu fark yarar ona araştırmacı bir doktorun çare olan umarı şeklinde çok büyük bir nimet olacakla yansıyacaktır. Yine kendi potansiyeli de doktora göre bir yararın kullanım üstünlüğü olacakla doktora söz gelimi bilgisayara nimeti sunar olacaktır.
Eşitlik beliren, potansiyelle nen ve yoğaltılan bir denge akış sürecidir. Her bir potansiyelin polarma gerilimi ve zaman akışı faklı olacağından biraz fark potansiyeli kullanacaktır. Ama bu bir statü üstünlüğü iken statüler arası ihtiyacına göre kullanım eşitlik olanak yararına dönecektir. Toplum böyle bir güçtür. Toplumsal güç, potansiyeli çıkarır ve akıtır.
Potansiyeli çıkarmak için olanakları herkese sağlar. Ama herkes ihtiyacı olmadığından o olanaktan zamanca akamaz olacağından herkesin futbol oynamaması isteksizliği gibi olanağı zaten kullanamayacaktır. Bu yüzden herkesin ihtiyacına göredir. Olanaklar da sınırlı olmak zorundadır. Yol gibi olanaklar kullanımı da geniştir.
Yani eşitlikçi seviye, temel ihtiyaçların ihtiyaca göre (emek harcanması ve emeğe dek karşılığının sağlanması ve karşılığının öznel yaşantılımla yoğaltılmasının) sağlanır oluşular+ nitelikli emek farkıdır. Bu temel ihtiyaç seviyenin üzerine yansıyacak gelir nitelikli emeğin, niteliksiz emeğe olan eşitsizliği iken; nitelikli emeklerin de, görece kendi eşitliği olabilecektir. Bu temel sağlayışların üretime dek organizesi, nesnel ve öznel yararla, gerektirilir. Potansiyel biraz farkla bu nesnel ve öznelliklerle, sağlanır.
Evrende hiçbir şey yüzde yüz kural ve kaideleri içine sığmaz, mutlaka o olgu ve olay aksama ve çelişmelerini yaşar. Olgu olay ya da görece sistemler kısmi bir öngörünüz olan ya da olmayan bir kendi kaide ve kuralını ortaya çıkarır. Ama bu sürekliliğin içinde görece düzenli bir ortalama akışı her zaman tutturur olmak olasıdır. İşte eksen ve teğetçe değinim noktalarınız buralar olacaktır. Diğer noktalar göz önünde tutulmakla kırpılan bir girişmeye uğrayacaktır. Kırpma başlamadı mı sistem potansiyeli alan yaratıp alan içinde kullanımdı akışı başlatamaz.
03.09.2010
Bayram KayaKayıt Tarihi : 22.2.2011 10:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!