ağır ağır
ilerliyor zaman
mazot rengi dumandan ağır gökyüzü
deniz siyah ve mavi
renkten renge girmiş bulutlar
birbirini kovalıyor
kuşluk vakti
boğazı dolduran puslar
sisler
griye dönmüş hava
ağır ağır
soğuyor
fırtınalar arasında rüzgarlar
delice esip
üsküdar sahilinde
deli dalgalar kıyıya
bir dev gibi çarpıyordu
iskeleden
demir alıp kalkarken
esirci gemileri
yunan adalarına doğru
giden sevgililerin ardından
hüzünle
rıhtımdan sallanan eller
daha eller havadayken
yitirdiklerimizin ardından
gün uzar
hasretin uzar
uzarda uzar
kız kulesi yanıbaşında
denizin derinliğinde
aşkının incisini
zamansız kaybetmiş bir adamın
öfkeden çatlamış dudakları
kor alevler gibi yanıyordu yanakları
yalın ayak
çıplaktı ayakları
kayalıkların arasında
saçı sakalı birbirine karışmış
dönmesini beklerken gidenlerin
bilirdi geriye dönmeyecekelerini
gidenler gitmiştir
gelmezler gayri
aydınlığı beklerken şafağın
sisler dumanlar arasında
gri tonlarda yitirdiklerimiz
bekleme
dönmezler
özleme
özlediklerini anlamazlar
vefalı aşkın
sadık bekçileri yok
dili geçmiş zamanda kalmış böylesi aşklar
arar
arar dururuz nafile
bilirim
gök kubbe altında yaşanır
ne yaşanacaksa
toprağın altında yaşanmaz aşklar
ne yaşanacaksa
yaşanacak yer
toprak üstüdür
altında değil
kağıtlar sararır
mürekkepler kurur
sevdan kurumaz
kalbimin ortasında
dururda durur
vurunca
bu yorgun kalbi
çok kötü vurur
vururda vurur
limandan vakitsizce kalkarken gemiler
kavuşma ümidinin başlangıcı olur ayrılıklar
kalbimi dolduran vesveseler
zehirli bir duman gibi
kurşun grisi ayrılıklar
beklerken
özlerken
zaman
seninle
üsküdar sahilinde
bıraktığın yerde
dururda
durur
saatler dururken ey sevgili
zifiri karanlıkta değil
uğruna altın sarısı güneşte yanıp
aşkının krallığını kurmak istiyorum
seninle nerede yaşanacaksa bu hayat
serap değilse bize sunulan bu yaşam
varsın zaman
seninle dursun
ey
sevgili
ey
yar
aşkının esareti altında ruhum
paranğalara vurulmuş
kürek mahkumları gibi
aşkının esiriyim
celladını gömen katil gibi
beklerken
özlerken
diri diri
gömüyorsun kara toprağa
sevdanın bıçağı saplanmış kalbime
ölürken son nefeste
sevğilinin ellerine dokunmak isteyen
aşık gibiyim
giderken dönmemek üzere
kutsal aşkının sunaklarına
hayatımı bıraktım sana
gül olup dokunasın diye dudaklarıma
örselenmiş ruhum
ruhunla birleşinceye kadar
yanmış alevlerden geriye kalan
kor ateşler gibi
yanıp tutuştuğunda
yanmanın ne demek olduğunu anladığında
ey sevgili yar
güneşin kamaştırdığı zümrüt yeşili gözlerinden
gelen ışıktan gayrisi kalmayacaktır yar.
üsküdar/aralık 2013
Aliş GüldenKayıt Tarihi : 7.9.2014 21:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)