Sevgiden yoksun, şehrim sensiz cehalet,
Sokaklarım sensiz loş ve rutubet,
Susma, bakma öyle gözlerime küfret,
Ruhum, sensiz esaret.
Gerçekliğe meydan okudu, o tatlı şirin gözlerin,
Kıyamaz değil mi bana, o küçük yufka yüreğin?
Soğuyamadım, kapadım şimdi bu pişmanlık senin,
Bedenim, sensiz esaret.
Bir söz vermiştik, sonra çelikten bir kilit takmıştık,
İlk gördüğümüz anda, birbirimize sevdalanmıştık,
Sevda demiştik, aşka hükmetmiştik,
Zihnim, sensiz esaret.
Ne yapmıştım? Şimdi ne yapmalıydım peki?
Nefret etsem de şuan, özlüyorum hala seni,
Rüyamdın, huzurum, kalbimin sefiri,
Kuruttun yüreğimde ki dört odalı nehri.
Aldın mı kuşlardan gelen selamımı,
Duydun mu bu garip aşığın yakarışlarını,
Gitme, dönme hiddetlice savurup saçlarını,
Nefesim, sensiz esaret.
Korktum kaybetmekten, yenilmekten,
Bu haşin davaya mahcup ölmekten,
Acıları evim eylemekten,
Rüyalarım, sensiz esaret.
Sarhoşum aşkından, göremedim sevgilim,
Çelik duvar değilim, kırılırım incinirim.
Kurtardın beni, oysa kırılmadı sana bağlı zincirim,
Özgürlüğüm, sensiz esaret.
Esaretim, esaret!
Kim şikayet edebilir ki, kırılmaz bu cesaret!
Veda zor, bırakma beni uzakta, eyleme selamet,
Dünyam, her şeyim sensiz esaret
17.11.2024-25.11.2024
Kayıt Tarihi : 11.6.2025 18:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!