Hayat seçeneklerini hep ağır sundu
İdam sehpasında son isteği sorulan
Yağlı ilmiğin ucunda kayıp kentin
kayıp adamıydık
Düşlere pamuk ipliğinde tutunan
Önce sevdaları erittik nefret yağarken üstümüze
Coğrafya dersinde biriktirdik
dağ gibi sorunları
Yeyüzü şekillerini öğrenirken
bir,ovaydı çok iyi bildiğimiz
vadi yalnızlığında kızılırmağın uzunluğunu bilemeden
Afrikada ülke başkentleri safari düşlerde karşımıza çıkar
Bir garibim Kenan ilinde
sapanımı atarken ateşlere
Düşlerimi çaldı koca,koca adamlar
Kardeş kardeşi öldürünce
Hüseyini yeniden vurdular
Savaş rengini kaybedince
Bayrak asarken asılı kaldı düşleri
Simit satan yoksul genç
Kimsenin sevmediği kadar sevdi
Aç kaldı
Ekmek diye taşıdı yoksul cebinde, Konya spor sevgisini.
Kapılar kapanırken takımının zaferde tuttu, yasını
Sana benzeyen bir güzelin
gözlerinde oyalandım bugün
yokluğun sararken içimi
ya seversem yeniden, diye korkup
oyunu yarım bırakan çocuklar gibi kaçtım aşktan
Gözlerinde akıp geçer zaman
Saklı kentin son arkolojik bulgusudur
Örgülü saçların
Gözlerin de yanar şehrin tüm ışıkları
Arka sokakları,suçu üstlenendir
Kapkaçcı çocuğu şehrin,
Kırık pencereneden sızan ayaz
Odun sobasının nihavent sesi
Kızarmış ekmek kokusu
Yokluğun tahta divanda
Dışarıyı seyretmek olduğu yıllarda
Her sabah mutluluğun dekorunu
Sevişmelerimiz gülüm kan ter içinde
her sigara sonrası yeniden
sarılıp kaybolmak teninde
bir nehir gibi akarken gözlerinden
Koynunuda tükendi gece
Her an bir cinin şişeden çıkıp,
isteklerimizi soracağı günlerin beklentisinde düşler kurduğumuz
Zor günlere inat,
komşuların sohbetlerinde huzur bulduğumuz,
Az ama, uz yollar gittiğimiz masalsı günlerdi zaman.
Ben hep onsekizindeyim
hapse girince dondurdum yaşımı
Dışarıda bekleyen annem kırkında
Ve liseli aşkım
Hala okuyor olacak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!