17 Ekim... / Mavisine Siyah Düştü Gecelerimin.
MÜSLÜMAN BİR TÜRK KADINI VE NENE HATUNLARIN TORUNU OLARAK ASLINI İNKAR EDEN SOYSUZLARA diyorum ki;
Başı daima dik, atiye giden
Peygamber müjdesi mübarek ırkım
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
1) Fatma’dan olma 1327 doğumlu Abdi oğlu Yusufeli’li –Sarıkamışta oturur- Mevlüt Gökalp’in Halid Paşa ile ilgili anlattıkları:
Ben gönüllü olarak Yusufeli’nin Oker (Havuzlu) Köyü’nden gelerek Karabekir ve Halid Paşa’nın idaresindeki 9. Tümen, 7. Bölük’e asker oldum. 17. Alay olarak biz, kar yağacak atmosferindeki bir günde Selim’in köylerinden olan Söğütlü-Baykara’dan Kars’a girdik. Kars’ta hiç durmadan 28. Alay’ı takiple Gümrü’ye intikal ettik.
17. ve 28. Alaylar karışık olarak Bardız’dan, Verişan’a, oradan da Laloğlu, Bölükbaşı, katranlı, Kekeç ve Selim üzerinden yürümüştü.
Hatırımda kaldığınca Halid Paşa, emir vermişti: Kekeç Köyü’ndeki mereklere kapatılmış 500 kişiyi kurtaracaksınız, diye. Bu emirle bizim asker tayyare gibi kısa zamanda Kekeç Köyü’ne varmıştı. Mereklere kapalı bulduğumuz vatandaşlarımızdan ancak 12 tanesi öldürülmüştü ki, adı geçen alaylar köye vararak mereklerde kapalı insanlarımızı kurtardılar.
Gümrü’ye kadar gittiğimiz, gördüğümüz bütün yerlerin kadın, kız, çocuk demeden Ermenilerin öldürdükleri, kestikleri, kazığa oturttukları Müslüman cesetleriyle karşılaştık…
İnsan Oğlu Topraktan yaradılmıştır ve biraz su gördümü hemen çamurlaşır...atalarına sahip çıkmayan atalarının hep yanlışlarıyla uğraşan bir nesilden ne bekelenirki....
Zamana uymuş Leyla lar misali adları erkek adı olup yarumları yumuşak ve çevreci üretkenlikten yoksun sadece elşetiren bir yeni nesil örneğini daha gördüm şiire yapılan eleştirilerde.
Huylu huyundan vazgeçmeyeceğinden dolayı arkadaşı kendi dünyasında kalmaya davet ediyorum...
Yemeğimize düşmeden de yaşayabilirsiniz diyorum...
Üzerinde yaşadığımız topraklara vatan denir. Şehirlerimiz, köylerimiz, camilerimiz vatan toprakları üzerindedir. Okulumuz, fabrikamız, sözün kısası her şeyimiz, doğup büyüdüğümüz bu topraklar üzerindedir.
Atalarımız, dünyanın en güzel ve bereketli topraklarını vatan olarak seçmişler ve bize emanet etmişlerdir. Bu emaneti korumak dinimizin emri, hepimizin görevidir.
Atalarımız mübarek vatan topraklarını düşmanlara çiğnetmemek için kahramanca savaşmışlar, canlarını seve seve vermişlerdir. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan vatanımızın değerini çok iyi bilmemiz gerekir.
Büyük Şairimiz Mehmet Akif bize sesleniyor:
«Bastığın yerleri 'Toprak' diyerek geçme tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı;
Verme; dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.»
Bunun için; vatanı sevmek, gerektiğinde vatanımızı düşmanlardan korumak için savaşmak ve bu uğurda canımızı seve seve vermek kutsal bir görevdir. Vatan sevgisi, sadece onu korumak değil, aynı zamanda yurdumuzun kalkınması, milletimizin yükselmesi için çalışmaktır.
Yurdunu seven Milletine hizmet etmeyi şerefli bir görev bilir. Sevgili Peygamberimiz: «İnsanların hayırlısı diğer insanlara faydalı olandır» buyurmuştur.
Dinimizde vatan sevgisinin önemi şu cümlede özetlenmiştir:
«Vatan sevgisi imandandır.»
(Vatan sevgisi imandandır) hadis-i şerifi, İslam âlimlerinin en büyüklerinden ve ikinci bin yılın müceddidi olan imam-ı Rabbani hazretlerinin, Mektubat kitabının 155. mektubunda ve hümanistlerin bile sevdiği Evliyanın büyüklerinden Mevlana Celaleddin Rumi hazretlerinin Mesnevi’sinde vardır.
BU BİLGİLER
DİYANET SAYFALARINDAN ALINMIŞTIR..
Tarih yalan deyip döktüğü kanda
Şehit ecdadıma zevkle kıyanda
Sahtekar namıyla kalleş cihanda
Ermeni değilim, yüzde yüz Türküm….
Peygamber müjdesi mübarek ırkım…
Bu güzel bir o kadar da vatan sevdalısı şiiri ve şiiri yazan yüreği tebrik ediyorum yüreğinize sağlık Sevim hanım.Bir zamanlar Osmanlı himayesinde rahat ve huzuru bulan kendilerinden sadık insanlar diye bahsedilen insanlar bir zaman sonra bir takım müstevli güçlerin tahrikleri neticesinde vatanı arkadan vurdular.Bunlar masum hareketler değildi.Hele hele nefsi müdafaa'ya geçen Türk Milletinin hareketleri de bir soykırım asla değildi ..Rüzgar eken beklesin fırtına muhakkak gelecektir.Muhakkak..Vatanda yaşayıp vatana bağlı herkes bu ülkede hürriyete sahiptir ama asla bizim hürriyetimize zarar verme hürriyetine sahip değildir olamazda.Ermeni olduklarını iddia edenler kimbilir belkide şecaat arzederken sirkatin söyliyen merd-i kıpti'lerdendir bilinmezki.Türk olmak için kan gerek can gerek ve asla uşak olmamak gerek.Biz savaş zamanında Azerilere silah vermeyip ermenistan'a bedava gıda veren liderler bile gördük.GÖRMEZ OLAYDIK
müsadenizle iki dörtlükte ben yazayım
Masum'a değildir kat'a sözümüz
Mevlana gözüyle bakar gözümüz
Vatana kurbandır oğul kızımız
Ermeni değilim yüzde yüz Türküm
Devlet-i ebeddir yegâne Ülküm
Ölenin ardından nefret satanlar
Türk ismi duyunca kuduz tutanlar
Neseb'i karışık cümle şeytanlar
Ermeni değilim yüzde yüz Türküm
Devlet-i ebeddir yegâne Ülküm
Makberi - Ahmet AKKOYUN
Başı her zaman dik, atiye giden
Peygamber müjdesi mübarek ırkım
Asırlarca ruhu nefreti güden
Ermeni değilim, yüzde yüz Türküm
Beşikteki cana kurşunlar sıkan
Ar namus demeden ocaklar yıkan
Azıp kudurdukça eli kan kokan
Ermeni değilim, yüzde yüz Türküm
Şimdi kızdım işte sevim hanım aaaaa halkların kardeşliği varya o moda tekrar geldi şimdi elinde pankart alıp sokakta anırmak moda..
geri kalmışsınız siz..yoksa gericimisiniz vah vah nolacak haliniz sizin...üzüldüm.))))
teessüf ederim.)))
selamlar saygılar hürmetler
Tebrik ederim Sevim hanım, çok güzel destansı bir şiir yazmışsınız.
Bu arada şiirinize verilen puanlardan da bu memlekette ne kadar çok ERMENİ TOHUMU'nun olduğunu böylece öğrenmiş oluyoruz.
Saygılarımla...
ASIL AZMAZ BAL BOZMAZ
BOZARSA YAĞ BOZAR
ASLI AYRANDIR.....
Nuray Bacım
Epey zamandır bu oluyor. Ben şiir astığım zaman bekliyorum. O bir puan veren azap ruhluyu.
Neden dersen o bir puanı gördüğüm zaman ''Oh diyorum, işte bir tokat daha patladı aslını unutanların arsız suratına. Çok şükür'
ELİMLE TOKAT ATSAM BU KADAR MUTLU OLAMAM İNAN.'
Zira şiirime 1 verilmesi takip edildiğimin ve okunduğumun kanıtı. İşte zavallılar, bu kadar aptallar.
Senin de söylediğin gibi, kalitedir o ERMENİ TOHUMLARINI çileden çıkartarak hataya sevk eden.
sen içini rahat tut bacım ve müsterih ol
ve dua et
ALLAH BİZLERİ O ŞAŞIRAN KULLARINDAN EYLEMESİN.
AMİN
Muhterem bacım. Tam yüreğimin ortasından fışkıran duyguları o usta kaleminizle dile getirmişsiniz. Allah sizden razı olsun. Hrantı öldürttüler va yüzlerce ahmet'e, Mehme'e 'Hrantız, Ermeniyiz' diye bağırttılar.Bu oyun yeni oynanmıyor ki? Nemutlu bunu idrak edenlere. Nemutlu size. İmanlı yüreğinize sağlık değerli bacım.
Selam vve saygıyla
Seyfeddin Karahocagil
Muhterem bacım. Tam yüreğimin ortasından fışkıran duyguları o usta kaleminizle dile getirmişsiniz. Allah sizden razı olsun. Hrantı öldürttüler va yüzlerce ahmet'e, Mehme'e 'Hrantız, Ermeniyiz' diye bağırttılar.Bu oyun yeni oynanmıyor ki? Nemutlu bunu idrak edenlere. Nemutlu size. İmanlı yüreğinize sağlık değerli bacım.
Selam vve saygıyla
Seyfeddin Karahocagil
UNUTTURMAYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM
6 Şubat günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanısıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla siyah bir sayfadır. Bundan 12 yıl önce, yani 26 Şubat 1992'de
Azerbaycan'ın Hocalı kentinde sivil halka karsı Ermeniler tam anlamıyla bir katliam yapmışlardır.
Bugün sözde soykırım iddialarıyla Türkiye'yi suçlayan Ermenistan'ın Devlet Başkanı Robert Koçaryan'ın direktifleri doğrultusunda Ermeniler Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde 7 bin kişilik nüfusa sahip ve coğrafi konumu itibariyle bölge için stratejik önemi olan Hocalı kentini ele geçirmek için 25 Şubat gecesi katliam gayesiyle harekete geçmiştir.
Hocalı'nın işgali sonucu sivil, eli silahsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledilmiştir. Resmi verilere göre, o gece 613 kişi hunharca katledilmiş; bunlardan 83 çocuk, 106 bayan acımasız yöntemlerle işkence yapılarak öldürülmüştür. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmıştır. 26 çocuk tamamen ve 130 çocuk ise kısmen öksüz kalmıştır. Ermeniler şehitleri özel acımasızlıkla, gözlerini oyularak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştür. Küçücük çocukların gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve insanlarımız diri diri toprağa gömülmüştür. Hatta şehitlerin bir çoğunun cesetleri yakılmıştır.
'Hep birilerinin kuklası olan 'Ermeniler bu vatana karşı nankörlüklerini sergilemeye devam ediyorlar. Şimdiye kadar yaptıkları düşmanlıklarını sürdürebilmek için bir Hırant'ı feda etmekten çekinmediler ve bu şahsın üzerinden siyasetlerini devam ettirmekteler. Temiz Ermeni asıllı Türk vatandaşları tenzih ederiz. Türkiye üzerine Ermeniler kullanılarak büyük oyunlar oynanıyor. Ülkemiz zor durumlara düşürülmeye çalışılıyor. Ancak 'Hepimiz Ermeniyiz' demenin müslümanlığı ne tür bir tehlikeye soktuğunu düşünmeyen gafiller acaba ülkemizi bölmek isteyen bölücü örgütlere aynı tepkiyi gösterebildiler mi? Sevim Hanım'ı güncelliğini koruyan bu konudaki hassasiyetini dile getiren bu şiirinden dolayı kutluyorum.
İnsanın içi her ne kadar volkan gibi kabarsa da şiir sanatının böylesi bir inceliği karşısında gösterdiği ustalık için bir kez daha tebrik ediyorum.
Sağolun, varolun.Kaleminize kuvvet!
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta