Gözüne yağmur mu gözükür aşık olanın
Yağan bir tek damla üstüne düşmez derdi olanın
Kar yağıyor yine kar
Bazen dökülen taneler oluyor bir yar
Kar taneleri o kadar zarif ve ince ki
Seyrederken onları içime huzur doluyor sanki
Bakınca onlara insanın içini ısıtıyorlar
Elimize aldığımızda bizi üşütüyorlar
Beni bu gece vakti arayan da kim deme!
Ben gecenin sessizliğinde,
Leyla’sını kaybetmiş Mecnun’um.
Bu gece vakti Leyla aranır mı?
Eğer Mecnun olursan,
Leyla gece de aranır gündüz de…
Eylül bir deyince aklıma sonbahar gelir
Mevsim-i hazanın başlangıcıdır bu yüzden önemlidir
İnsan dert küpü olur adeta bu zamanda çıldırır delirir
Kırılganlığı artar, alınganlaşır düşünceler birbiri ardınca gider gelir
Şehir sonbahar kokar matem soluklar sokaklar
Elbiseye değildir biçilen kıymet
İnsanoğlu varolduğundan bu yana içindekine hasret
Ten ile değildir asıl dostluğumuz
Can tene bir süre misafirdir bunu biliriz
Ne libasadır ne urbayadır bizde hürmet
Gösterilmesi gereken bir saygı varsa o da cana minnet
Hazan mevsimidir bu mevsim hazan
Hüzün tellalları dolaşır durur sokaklarda
Avaz avaz ayrılık sesleri gelir kulaklarıma
Aklım hala kaldırıma düşen sarı yapraklarda
Ağaçlar soyunmuşlar çırılçıplak ortada
Ey karanlıkların ardındaki,
Güzeller güzeli gece! ...
Beni bağrına bas,
Bana kol kanat ger,
Bazen bir sen anlıyorsun beni.
Bana kadim bir dost ol.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!