Düşünceler dumanlı bir sabahı uyandırıyor dudaklarımızda
Köşe başlarının ve kaldırımların aynı anda kurşunlandığı
tutsaklık bildirileri çarpıyor kepenklerimize
Oysa ölmek yavaş yavaş olsun yahut akıbetimizin alametinde
Onu ince dokumak yaşamak değil midir?
Bir hüzün,
bir mevsimin gölgesinden yakın
Bir mevsim,
karanlığıyla yüzde yüz
Bir gemi çıkmış yola,
ben gemiden bihaber
Gözlerimi kapadım
Öncesi hiç olmamış ve sonrası hiç olmayacakmış gibi karanlık
İskele yaşlıları sessiz kaldı
Öncesi hiç konuşulmamış, sonrası hiç konuşulmayacak gibi karanlık
Gözlerim kapalı
Ortak bir hayale ulaşmanın saat On Bir’i
Yanacak bir mum olmaması ışığı açmak anlamına gelmiyor
Hüznü olmayan gözyaşının gösterişli sergisi
Kirpiklerin ıslanması ağlandığı anlamını vermiyor
Gün olmuş
Aşkı hoyrat büyütmek yerine
sevgiye durulmuşuz
Gün olmuş
bahçemizin rüzgârı başka bir rüzgâra karışmış
Ayak parmaklarına kadar nehirler dökmek kurumuş bir çiçeğin
Sen çiçeksin ben olabildiğine uzak kara parçası
Serpilmiş bir güzelliğin var fakat manasız bir asfalt var bu yolda
Annem de çaresizdir çocukluğumu istesem
Bir çift göz aramak ama bir bilsen
Nasılsa rüyalara seninle başlamak
Nasılsa adını çağrıştırması bembeyaz bir sayfanın
Nasılsa uzun bir yol başlar boynunun herhangi bir noktasından
sesinin doğup büyüdüğü coğrafyaya uzanan
Bir hayalin peşi sıra aynı hayali görmek
Doluydu dünya ve kovuldu insan
Çünkü dert bir yerde mahrem bir yerde
beyhude anlaşılmak
Zaman çoktan geçti ve söylendi sözler
Hasret sokaklarımızda ve kazınmış kaldırımlar
Kallavisi gelmeden acemisidir hüznün kişi
Şu esen rüzgâr diyelim
Omzunda yanıp duran saçlarına söylenip dursun
Onca şair bir yana
Sana yazılan şiirleri anımsamayı
şahsım adına
aşk bilirim
Huysuzluğunla gel unutup tüm geçmişi
Kızgınlığınla gel, yahut gülmesen dahi
Sıyrılıp gururunu tanrılaştıran ögelerden
Mevsimlerden gel, gözlerin her mevsim güzel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!