Uzak diyarların ecesi,
gecenin ıssız sesiydin.
Ayrılığın hüznü akardı kum saatlerinde.
Görmeden bilinmezdi ,
bilmeyen hissetmezdi,
hissetmeyen sevmezdi,
Ay parlar ara sıra.
o güzel peri için yıldızlar
iner pırlanta ırmaklara.
Tutamaz kendini içimdeki çocuk.
Korkak ürkek hayran bakışlarla seyrinde perinin. Yalnızca sevilmek, okşanmaktı isteği.
Belki korunmak aytaşı gibi. Sonrasını düşünmeden içmek aşk suyunu.
Asaletinden cekindim Bir serçe gibi titrek. Avuçlarında hissederdin kalp atışlarımı.
Dünden bugüne taşınan ne kaldıki
yarına beslenen umudun kıvılcımlarından başka. hep.
Asil ruhunun gölgeleri düştüğünde üzerime kendimde değildim.
Sırtımızda eskimeyen çile abaları.
Akıl durdu
Saat dört olmasın,
akşam üstü.
Takılsın akrep
yelkovana hep
12 de kalsın.
Akşamın gölgesi düşerken üzerimize ,
Solgun parıltılarla yağdı gözyaşları.
Hüznün kapladı kireç duvarları.
Hayallerin soluk
gölgelerinin siyahında esrarlı gözlerinin sihri saklı. Yasemin degil lavanta mı vanilya mı bu koku ,
pek sanmam .
Odam hasret kokuyor.
Yollar cok uzun.
Yalnız cıktım bu yola. Yalnız uyudum
soğuk hasretlerde. Muammalarımla
baş başa kaldığımda ne fal baktım
ne baska hurafe.
Sensiz akıttım gözyaşlarımı.
Ey Aşk
Adem'in kalbine Havva olup düştüğünden beri günahların da
dünya da tövbe için ilham olup ,
sevaplarında sebebisin.
Habil ve Kabil’sin.
Sensin ölümsüzlük sırrı ve sensin
Ey ask.
Eyyyy mesk.
Eyyyyyyy sevgili.
Bitmeyen hasretler, bitmeden
yanmalıki gönül o vakit yanmasına değsin
Yandığında kokusu yayılsın
Gözlerinin perdesi önünde soyunuyordum benliğimin soysuz gömleğinden.
Tüm bildiklerimi fırlatıp uzaklara
çırıl çıplak bir akılla öğrendim seni.
Rüzgarlı gecelerde yağmur damlaları gibi çarpardı inciden dökülen kelimeler.
Hafızam içerisinde sihirli bir dokunuşla yerliyerine otururdu. Tek bir satır atlamadan ezberledim seni. Ama bakışlarımızda gizlendi o tek hece üç harf. Sırlar ülkesinden ışık hüzmeleri tülleri aydınlatırken bile hep saklı kaldı bizde.
Bir yanda akik diğer yanda zümrüt köklerle sarmallanmış bir kafeste gizlendi sınırsızca.
İş sen yine sen .
Mührünü vurdun doğmamış canıma.
Çiçekli vadilere yüzüm düştü
arzulayarak ölümü Bu vadinin kralı kim?
Kim verir elini bana yasemin çiçekleri arasından. Kim söyleyecek cevabı
ben zehir gölü kenarında yatarken.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!