Ninnisini söylüyor yorgun rüzgarlar
Akşamın kızıllığı sararken ufku
Umudu büyütür minik başaklar
Hepsinin dilinde bir güzel türkü
Artık ovalar gibi geniştir ruhum
Ne kadar mutluydum bu dertten evvel
Şimdi taşınmayan yüklerle doldum
Eşref-i mahlukat demiş yaradan
Yolda yatan ite imrenir oldum
Bu gün değilse hangi gün?
Şu an değilse ne zaman?
Kendine bile gurbet,
Özüne bile sürgün.
Aslına ihanet,
Belkide gaflet,
Ben lanetliyim...
Hiç sevmeyeceksin beni
Artık eminim.
Aşk ile baktığını görmeyecek
gözlerim.
Güneş'in sıcaklığında ısınmayacak
Dönüşü olmayan bir yola girdik
Kaybolup gidiyoruz görmüyormusun
Bu sevda uğruna biz neler çektik
Emekler yanıyor görmüyormusun
Bir kuru inadın ardından gidip
Kan ter içinde gece
İhanet pusuda bekler
Göklerden değil
Dağlardan kayar yıldızlar
Her biri kurbanını arar
Tetik düşer karanlığın gölgesinden
Ne yaptınki sen bana
Anlamıyorum.
Ne zaman aklıma gelsen
Kendimi gülümserken buluyorum.
Bir çift güvencin kanatlanıyor yüreğimden
Koybolup gidecekler diye korkuyorum.
Sen geldin,
Baharda seninle girdi kapıdan
Kokunu kıskandı hep,
Lavantalar ve güller
Yaprak döktü utancından
Mor salkımlar,sümbüller...
Mevsim geldi,
Yol göründü,
Sen gittin...
Bir parçamda koştu senin ardından,
Yokluğun içime cehennem saldı.
Kerbela çöllerine hicret etti yüreğim,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!