Erdal Taşköprü Şiirleri - Şair Erdal Taş ...

Erdal Taşköprü

ben sana gönlümü verdim
ona hiç bir şey öğretmedin öğretmen
ben sana galiba... diyemiyorum
çünkü ne zaman o cümleyi söylesem
eriyorum öğretmen.

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

felç eder yalnızlığımı yokluklarla çoğalttığım
hiç aşamadım
ki aşındım,
ki yok sayıldım
milyarlarca kalabalığında dünyanın
isyanımı bir çocuk kadar nazikçe dövmeye çalıştığım

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

şimdi senin kadar hiç kimse iyi çıkamaz yokuşları
dağ doruklarının dört mevsim kokusunu,
tütmez kimse senin kadar..
ayın tebessümünü,
yıldızın ışımasını,
yetimin ağlayışını,

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

düşün ki sınırsız bir öykü ömrümüz
ne sığar kağıtlara, ne ağızlara
her buluttan biz süzül süzül düşmüşüz
bereket olmuş, yaslanmışız toprağa.

analar anlamaz aşk ile acımızı

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

kaç tuğla olacağız bu yükselen onur köşküne?
öyle umut ekip toprağıma, düşüme
bilme, yetme..
bu alaca bir bulut değil
inceltip sürten inat gülüşüme.

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

beni yanaklarımı üşüten kışım kaybetti!
bırakın o ağlasın..
deli saçlarını savursun rüzgara
ay koynunda büyüsün
beni bir kızın gülüşünde ki düşe
bir de düşe düşe çocukluk hevesime

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

şimdi yüklenip saçlarına bütün göçmen kuşları
gidebilirsin..

hiç mi kanatların incinmez sanırsın?
şimdi bulutlar nereye tükürecek kinini
saçlarını hangi rüzgar dağıtacak,

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

ağlarım! gözlerimi göremezsiniz karanlıklardan
ve anama anlatamazsınız anlamaz acısından
ağlarım! gökyüzü buluttur tavanım ciğer buğusu
ve öyle her şafak giremez dardır pencere camımdan.

rüzgarın sesi, sızısı başka bu dört duvar arası

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

ömrümüz hayattan perişan, bihal
her gün tekmelerle dünyadan kovulduğumuz!
ve dört ayaklı kaçış, boynumuzda bir vebal
ve dört vakit, dört çelişki; eğildi boynumuz..
ah! sığdırılacak bir duvar olsa
kerpiçten dam, kerpiçten zindan

Devamını Oku
Erdal Taşköprü

montumun yanağımı örttüğü vakitler
sakallarım bu kadar gür değildi
saçlarımı rüzgarlar,
yanağımı göz yaşımın tuzu eritirdi
yüreğimi sığdıramazdım dursun ceplerimde
hep yasak anlamazlar düşürdün diye ardımdan seslenirdi.

Devamını Oku