Tabiat bütün ihtişamıyla
Yeryüzünü süslemekte
Mevsimler aylar ve günler
Bir saat gibi işlemekte.
Ne bugün düne yabancı
Ne yarın bugüne hasret
Yine eylül geldi
Yine gönüle hüzün geldi
Yaprak sarıya,toprak ıslağa
Geceler soğuğa,günler ılığa döndü.
Eylül bir yana
Ne Güneşler
Ne Aylar
Ne Yıldızlar
Geldi gitti bu alemden,
Geriye bıraktıkları;
Söz, mana ve yol
Bir dirhem hüzün,
Koca dünyanın muradına
Meze oluyorsa,
Ömrün küçük bir demi,
Kalan ömre kılavuz oluyorsa,
Bir damla, bir tohum,
Dalların ucuna doğru yolculuk
Yapraklar birer, birer basamak
Ah bir çıksam tepeye
Bir daha bakmasam geriye
Hep yükselsem
En uçtan en göğe
Bir yıldız arıyorum
Üzerine güneş vuracak
Bir dost arıyorum
Hakka yaklaştıracak
Bir yol arıyorum
Menzile vardıracak
Tenler ayrı ayrı
Canlar aynı.
Tenler renk renk
Canlar tek renk.
Güneş aynı toprak aynı
Kullar ayrı ayrı.
Kim demiş yalnızız diye
Sağımız solumuz melek
Ardımız geçmiş önümüz gelecek,
Yürüyoruz birlikte
Duymaz görmezler bizi.
Güldük, ağladık halimize
Ahir zaman çiçeğim
Geç geldin,çabuk yoruldun
Erken gidiyorsun
Güzde geldin kışta gidiyorsun.
Ne baharı gördün
Yeniden doğuyor güneş
Doğudan batıya
Yeniden esiyor rüzgar
Yesiden Balkanlara
Bu yarım kalan ülkünün
Kutlu doğum sancısıdır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!