Ağladım, çok ağladım…
Hem de öyle böyle değil
Gözlerimin kan çanaklarının yönü değişti
Baktım, çaresizim
Hiçbir şey yapamıyorum
Beden gider ruh kalır
Toprak aslını hatırlar yarılır
Özünde su olur bedende
Bir gün o da yok olur gider
Yüzümü sürerim dergaha
Onu gördüğümde öğlen saat on ikiyi biraz geçiyordu
Topuklu ayakkabılarıyla tak tak diye koridorları inletiyordu
Endamına kurban olayım derler ya, öyle biri işte
Çok zarif, naif ve bir o kadar da gösterişliydi
Uzaktan bakıldığında ben buradayım diyordu hani
Yavaş yavaş yaklaşmaya çalıştığımda kapı kapanmıştı bile
Vur artık şu gönül teline
Belki Neşet gelir, belki Veysel
Kim bilir belki de bir Mahzuni…
Çalalım sazımızı göğün doruklarına
Vuralım yönümüzü semaya
Dert etmem kendime
Gülerim yine de
Neden, nasıl diye de sormam doğrusunu söylemek gerekirse
Beni bu dünyaya getirdiyse
Bir bildiği vardır derim
Benleydin her gün
Elin avuçlarımda
Hiç gitmezsin zannettim
Gittiğindi bildiğim
Hayal oldun şimdi
Ölmek için yok olmak mı gerekir?
Yoksan zaten ölmüş değil miyimdir?
Seni hissetmiyorsam
Seninle uyumuyorsam
Sevdan için yok olmuyor yahut olamıyorsam
hüzünlendim yine bir sabah
elimde acı acı çektiğim sigara
zihnimde geçirdiğim anılar
başucumda renksiz bir fotoğraf
konuştum durdum tam dört saat
Çileli geçer bu ömür
Dert eder gözlerim her şeye ağlar
Elimde değil hüzünlendim ben yine
Kahır mektubu elime geçtiğinde
Yaşayamadım hayatı doya doya
Dert etme gönül dert etme
Bir gün sen de küsersin
Belin bükülür boynun düşer
Bir gün sen de gidersin
Kanar yüreğim kanar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!