KENDİMLE SÖYLEŞİ
bağlanmasaydı gözlerim
karşı karşıya oturur havadan sudan konuşurduk seninle
tatlı söz çıkmazdı ya ağzından, olsun
başlamak gerekti bir yerden
Derdi alnındaki çizgilerde birikti
Gözü yollardaydı
Ezgilere dolmuşken yüreği
Yabancı sesler gelirdi kulağına
Haykırmasına gelmezdi bir allahın kulu
Köşebaşları tutulmuştu
Kartal kanadı
Kaplumbağa sabrı
Niye kafa tutmasın ki rüzgara.
Eğilir mi fidan
Meşenin soyundansa...
ÇOCUK YÜREK
doğduğun toprak asidir elinden tut büyü
saç-sakala bak ağarmış pallaxa dönmüş
gözler saplanmış yuvalarına
görenler ‘yaşlanmış bu adam’ diyor
Bir Tarihin Dipnotu
kaplumbağa gezerdi tendür kokusu altında
meşenin yaprağından tenime girdiğinde
kül renkli, kör olmuş duman kaplardı her yanı
üşürdüm gözü yaşlı tutuşurdu orman
tepeler çıplak, meteriste keklik
Yağmurdan kopan bir su damlasında
İnerdi inmesine sızarak da olsa
Kapının gıcıltısında kalırdı
O yaramaz seslerde, bırakmazdı kulağımı.
Kırpamazdım gözümü
Sinsi adımların sesi atılırdı
Sesine vurulduğum keklik,
Gelen ben
Kandığım keklik ölen ben,
Öldüren ben
Birlikte ağıtlar yaktık arkalarından
Yine geldik.
O da Büyümüş!
eskiden hal hatır sorardı
üşürdüm
elimi tutar sıkardı
üşürdüm
YARINA HAZIRLANIYORUM
dün geçti, ama iyi ama kötü
karamsarlıklar hatırlanmayacaktır yarın
iyi şeyler yapmalı o güzel günlerin hatırına
konuşmalı hiç tanımadığı biri de olsa, okumalı
Bir Gün Seni Sevdiğimde
-bir gün seni sevdiğimde
bulutlar dökülmüş olacak-
bir gün seni sevdiğimde
Ben İstanbul’da Doğsaydım Kardeşim
ben İstanbul’da doğsaydım kardeşim
sevgilimin rüzgarla sevişen o sarı saçlarını anlatırdım size
belki Uludağ’da kendini gösteren o çınarın dibinde
akan bir parmak suyla taşırdım ismini
Kadıköy İskelesi’nde son el sallayışımı ahbaplarım ...
Enişüri Solmayan Resim
seni anlatmak, anlamak seni
tanımaktır o kutsal emeği
seni anlatmak, kavuşmaktır özgürce
dünyanın öbür ucundan da olsa
berrak sularına Munzur’un
seni anlatmak, anlamaktır seni
kimsesizliği, yalnızlığı, yoksulluğu
çileli büyüdüğü ...
Ve Tanrı Ağlamasını Öğretti
birkaç kişi vardı yan yana
doğurduklarında tanrıyı
önce koruma, sonra elçileri oldular
bir edip uçurduklarında
henüz keşfedilmemişti gökyüzü
emirlerini bıraktıkları yerlerde
dönüp paylarını aldılar
görünmez görünür olduğund ...