1.
ben kırmızı bir erguvan hayal etmiştim
onlar istanbulu koydular önüme
sırtımı bakımsız bir duvara yaslamış
sigara içerken, ebuzeri düşünüyordum
galiba ben biraz kendimden utanıyordum.
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Naci dost...
ben kendi açımdan baktımtım Ebuzer'e..eğer erkek bir kadını simgeliyorsa Ebu/Zer;yaşasın diyorum bütün erkekkadınlara!.:))bu ülkeye böyle kadınlar gerekiyor bence...bak o zaman olacak mı namus cinayetleri,küçük kızlarla evlenmeler falan!..
ula kadınlar!..hepiniz erkekleşin valla!..:))maça da gidin,kahveye de...hatta beş vakit camiye de gidin:))ve hatta kendi ölü namazınızı da kendiniz kılın!:))ve hatta hatta öldürdüğünüz erkeklerin cenaze namazını da kılın!:))mezara da siz gömün hem kendinizi,hem erkekleri:)))minareye çıkıp ezan da okuyun,sela da verin!.bir kadın sesi duysun millet beh!:)))hazır bıkmıştık zaten imamlardan,hocalardan-hacılardan,tam zamanıdır şimdi!..
bitmedii!..erkekler sizi kaçırıyordu ya;siz kaçırın bundan böyle erkekleri...dağa mı götürürsünüz,samanlığığa mı bilemem valla:))ama kaçırdığınız erkek sayısı dört olsun emi!..tüyü bitmemiş erkekleri seçin ama bunu yaparken!..benden nasihattir size:)))bu devir bunu icap ettiriyor da yanim!..neden siz de uymayasınız devre!..uyun uyun!..
neyse ya!.bu işin raconu bitmez nasılsa...iyisi mi keseyim ve teşekkür edeyim Naci dosta..beni uyardığı için efendim..
herkese saygılarımla...
Ne tenkidi ne münasebet.Niye tenkit edelim.Allah görüyor durumunuzu.Herkesin başına gelebilir.
Balataları sıyırmanıza üzüntümün beyanıydı benimkisi.
Halbuki biraz sıksanız ehl-i kamil bile olacaksınız.
Şiir söze vicdan kime lazım
Yakışmaz ademe neme lazım
Evlâdım ; münekkit böyle olmaz , yorumcu şiirle hiç ilgisi olmayan şeyle ilgilenmez...Atmaz da...
Herkes , dinsizliğini açıkça bildirip dururken sen kalkar da HALEN DULUM dememi tenkit edersen bu hatalı olur...
Ben DULUM dedim ama ne kimseyi terkime atıp kaçırmayı düşündüm ne de bir bayana bu mevzuda bir imada bulundum...HÂŞÂ...Ben de yerimde duruyorum o yazı da yerinde dursun...Utanılacak bir durum görmüyorum...KALDIRIM TAŞIYIM TÜKÜREN TÜKÜRSÜN vs.gibi saçmalamıyorum...Anlarsın ya...Evlâdım...
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kızıl kızıla meyleder...
Sağcılara , aklı kıt der...
O ne münâfık domuzdur ;
Yalan atar , keyfe keder...
Ebleh , aymaz , hâin , gabi...
Binbir surat taşır , sabi...
İşi yolunda gitmezse ;
Kuduzlaşır , o asabi...
Senin dulluk başına vurmuş Ulviziya Amca.O koltuğunun altına tdk sözlüğü yerine bir kutu lokum mokum bişeyler al da sağa sola bak şöyle boyu boyuna huyu huyuna suyu suyuna bir dengini bul.
Bak Kemal Bey de sana yardımcı olmak istiyor.Hafazanallah sağa sola zavurlayıp durmaya başladın.
Samimi söylüyorum, Allah cümle ümmet-i Muhammed'i yalnızlıktan muhafaza buyursun.Zor zenaat.
Biz bitkileri saksıda, hayvanları kafeste, insanları dört duvarda(!) severiz.
Şairin bakımsız şiirinin içimize işleme sebebi!
Ulviziya bey,
Hayat insanın başına türlü çorap örüyor fakat, sizin başınıza resmen çuval geçirmiş etrafınızdan bi habersiniz.
Siz şimdi aklınız sıra Orhan'a ve bana lat attınız. :))
'dişi mahluk' diye... en iyisi yazdıklarınızı buraya alayım da yanlış anlaşılmaya sebep olmayalım.
Ulviziya bey yorum olarak şöyle yazmış;
'Dünkü günün anısına bu ikisi...
Tünekte kıral mı o kızıl baykuş...?
Şâiden aşırır ,şiir beğenmez...(!)
Ne erkândan anlar , züldür oturuş...
Nûra gönül veren , onla eğlenmez...
Tartsan yekûnunu on para değmez...
Kendiliğinden Şiir veya mâni yazamıyan , bir padişahın mübarek ismini almış mahluk dün yine başkasından aşırdığı şiirle güya birşeyler anlatmak istemiş...Bir dişi mahluk da ona iştirak etmiş...!!!
İYİDEN , DOĞRUDAN ,GÜZELDEN YANA OLMAYAN ; SULH VE SELAMETTE BİRLİK OLMAYAN RÛHU ALEVLİ MAHLUKLAR KAHROLSUN...'
Ulviziya bey,
Sizin epeyce bir derdiniz var belli.
' Bir KAZ aldım , ben Yüceden...
Sanki farksızdır geceden...
Geldi düştü tam bacadan...
BİN YIL OLDU KAYNATIRIM KAYNAMAZ...'
Bu satırları da dün eklediğim Kaygusuz Abdal şiirinden esinlendiğiniz belli. :))
Aklınızı başınıza devşirin, çuvallamayın diye sizi yine Kaygusuz Abdal dizeleriyle selamlıyorum. Allah sizi bildiği gibi yapsın.
bu adem dedikleri ,
el ayakla baş değil,
adem manaya derler
suret ile kaş değil.
Kaygusuz Abdal
evet şair sen en iyisi üç maymunu oyna..
görmedim-duymadım-konuşmadım...
bak böyle yapanlar ne kadar rahat ediyorlar..sen de çok rahat edersin...
hava bedava..
su bedava..
kömür bedava..
makarna bedava....
Üç çeşit insan tiplemesi vardır.
Birinci tip kişilere göre,ikinci tip gelişen olaylara göre,üçünci tip ise bilimin ve ilmin ışığında elde ettiği verilere göre hareket eder.
Şairimiz bu şiirinde tarihsel nefreti ,günümüze taşımakla topluma ve insanlığa hizmet ettiğini sanıyor.Oysa yanılıyor,yarayı kaşımak fayda değil zarar getirir.Burada kim haklı kim haksız tartışmasına girmek,zaten bizlere düşmez,haklı bile olsak ,tartışada haksız komuma düşebilir insan.Sen bu gün müslümanın sakalıyla,örtüsüyle,takkesiyle uğraşırsan onları toplumdan soyutlamaya çalışırsan,elbette bu millet seni reddeder,seni asla kaale almaz.Anca yazdığınla ve çevrendeki bir kaç dalkavukla ortada kalırsın.Toplumu her kesimiyle kucaklayabilecek güçlü kalemlere ihtiyacımız var.Şiirinizde ki ebu Zer karakterli insanlara ihtiyacımız var.Siz ebu zeri gösterip ,ebu Şer le vurmaya çalışmıssınız.bu yazmış olduğunuz şiirle alakalı bir çelişkidir.Umarım daha kucaklayıcı ve kenetleyici şiirlere yelken açmanız dileklerimle.
İşi fena karıştırmışsın be Kadir
Böyle çorbalar arzda pek nadir
Eb-u Zer kim, Tkp kim be dostum?
Söyler misin çorbanın unvanı nedir?
İslam'ın dünya görüşünü doğru anlamak için müntesiplerine ve bazı münferit vak'alara değil, onun Kitabına ve kitabındaki halklara hitabına ve de onun mübelliği olan büyük önderinin tatbikatına bakacaksın! Yoksa öyle cihanşumül bir nizamı yanlış anlar ve yanlış anlatırsın! Tıpkı şair bey gibi! Bu doğru anlayış ve doğru tatbikatın zirvede olduğu dönemler, Asr-ı saadet ve Ömer ibn-i Abdul Aziz dönemleri gibi tarihte misli görülmemiş numune-i imtisal dönemler ve devirlerdir.
Eb-u Zer (ra) Zekat emri gelmeden önceki Hadisleri esas kıstas yaparak anlayışta ve tatbikatta cumhura muhalefet etmiş ve o tarz bir içtihat sergilemiştir. Lakin; Cadde-i kübra (büyük cadde) cumhurun icması ve tatbikatıdır ki; onda bütün malını tasadduk edip na-merde muhtaç duruma düşmek anlayışı yoktur. Tam tersine; malının zekatını verdikten sonra mirasçılarına da mal bırakmak keyfiyeti vardır!
Kara sakallıların ve sakalsızların banka mevduatlarıyla uğraşmasına gelince;Müslümana faizin her türlüsü ile uğraşmak kitap ve Sünnet hükümleriyle yasaktır vesselam!
Bera-i malumat.
Bütün gönül dostlarına gönül dolusu selamlar.
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta