Ensar Aktaş Şiirleri - Şair Ensar Aktaş

Bir yıldız kaydı gökyüzünden
Kuyruğu gözlerime takılı kaldı
Bir dilek tuttum içimden
Ateş böceği zıpladı
Çekirge gibi aniden
Bu ilk, belki de son zıplayışıydı

Ne güzel bir sofra kurmuştuk şiirin etrafına
Diz dize dizilip oturmuştuk sevinin kenarına
Halil İbrahim sofrası kadar bereketliydi
Herkese açıktı, Şair Sofrası demiştik adına

Muhabbet kazanları kaynıyordu ardı ardına

Bana birşey söyle
İstersen kız bağır ‘Seni sevmiyorum’ de
‘Senden nefret ediyorum’ de
Yeterki bana birşey söyle
Karanlıkta bırakma sevenlerin dünyasını aniden
Sen aç gözlerini doğ güneş gibi yeniden

İnsan sevdiği kadar yaşarmış
Özlediği kadar severmiş
Ben bin yıldır seviyorum seni
Ve özlüyorum bin yıldan beri

Anormal bir adamım ben

Ayrılık acısına yenik düştü, depresyonda yüreğim
Sen gittiğinden beri bulutlarla yarışıyor gözlerim
Sele verdim gitti beynime mıhlanmış tüm anılarını
Eski halimden eser kalmadı, bilsen şimdi ne haldeyim

Saç sakal birbirine karıştı, yüzümde hüznü gidişinin

Sen bir nehirdin adını bilmediğim uzak bir şehirde
İçimde gözlerin aşk çiçeği gibi açıyordu bir şekilde
Hasretin bir avuç güneş gibi doğuyordu kayıp dizelerde
Şiirimdin sen ezbere bilmediğim, defalarca okuduğum halde

Şimdi sen kuru bir nehirsin belki hâlâ o şehirde

Yollara düşmüş bir deli adam seni arıyor
Saman yığınları arasından bir iğne arar gibi
Gökyüzünde binlerce yıldız arasından
Kayıp gitmiş bir yıldızın izini sürer gibi
Yollara düşmüş bir deli adam seni arıyor

Gönlümün boşluğundan yakınıyordum
Mutsuzluğum aşksızlıktan zannediyordum
Neden benim de bir sevgilim olmasın diyordum
Öyle bir aşka düştüm ki bin pişman oldum

Rotterdam,10.04.1990

Bana gitmekten bahsedip durma
Sen beni asla bırakamazsın
Çünkü ben seni çok seviyorum
Ama kalmadıysa ayrılıktan başka
Paylaşacak hiçbir şeyin benimle
Sana illede kal diyemem

Menekşeler, karanfiller
Papatyalar, laleler
Nergisler, yaseminler
Çeşit çeşittir güller
Güller güller