Her şeyi masal yaptım, yıldızlarda kaldım.
Evlere, sislere, kendime kaçtım
Ah! hangi sesleri gecesiz bıraktım.
Akşamcı dedeler olgun, pişmiş ve kül! Eller yukarı hayat, ey siyah kahkaha, gül!
Sesin mektup olsa bir kuş gibi kanatlanır, dolaşır yeryüzünü
Ve içindeki keder mavileşir sen elmayı ısırdığın zaman
Sen turnalara baktığın zaman iklimler aşkla yer değiştirir
Sen üzgün evlerden güneş bakışımlı bahçeler yaparsın
Akan sularsın ağaçları şımartan, kalbisin çılgın sokakların
Herkes ışığını alsın gelsin!
Bende melek selsebil!
Ruhumuz sütlüdür, taşarız şarabımızdan!
Bana güneşinizi üfleyin, üşüyorum yokluğunuzdan!
Gecenin alnına sür atını
Sedeften kelimeler tarlasına gir
Zamanı toprağından sök, zamanı işlet
Ceplerinden çıkar yakamozları
Gurbetle seviş, nutku tutulsun coğrafyanın
Çıkar üzerinden rüya elbiseni
Birbirimizi çok sevdik
ve ben seni hiç unutmadım
ve çok özledim Lâra.
En büyük aşkımdın sen benim.
Büyülü mutluğum ve mutsuzluğum
ve sonsuz bağımlılığımdın.
Mutsuz, ipeksi, kırılgan bir şeydi, yaz!
Ruhumuzu nereye taşısak yazdan
kurtulamayacaktık. Şapkanın dalgın-
lığından başka neydi ki yaz! Omuz-
larımızdan sarkardı sarışın bir ince-
liğin boynumuzda açtığı rüya. Kaçır-
Saflığım ve telaşlı yanımla ruhunda bir sabah gülümseyişi
olmak, kelimelerimle sana dokunmak istiyorum. Yüzünde
sarışın bir huzur var. Gözlerindeki anlam bir yanıyla evcil,
öbür yanıyla sanki aşkın ayaklarına kapanacak kadar derin.
Sana teşekkür ederim gözlerindeki bahçe hep ışıldadığı için.
Kederlisin biraz nedense
Çiçek açmalısın oysa
Bahçe olmalısın, suyu ısırmalısın
Bu kadar çok mahsur kalma siyah odalarda
Kaması böğründe bir kuğu gibi durma
Sen şarkılar söylemeli, tango yapmalısın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!