Hey kentliler
Çıkın beton yığınlarından
Dörtçeker arabalarınızdan inin
Yeşili yerinde görün
Karışın koyunun,kuzunun içine
Kırlangıçların selamlarını alın
Gecelerimde denizfeneri
Uzakta da olsa aydınlatan
Dalgakıran
Dalgaları uslandıran
Herşeyi delip geçermişte
Siyanür
Trablusta onbir idealist subaydan biriydi
Gittiği her cephede halkı etkiledi
Şairlerin dediği gibi
Gerçekten sarışın mavi gözlü bir devdi
Savaş meydanlarının korkusuz paşası
Kazağ balıkçı
Balıkçının ki değil
Gömleği oduncu
Oduncunun gömleği yok
Teni buğday
Fotoğrafta bir kare
Yine güneş doğdu
Şavkı kayboldu ayın
Bİnlercesi çekildi yıldızların
Döndüler ait oldukları geceye
Doğrultular boyunlarını çiçekler
Gözlerin baktığı an gözlerime
Bir ateş patlıyor göğsümde yanıyorum
Ellerin değdiği an ellerime
Ayrılmasın diye dualar ediyorum
Başımı aldığın an göğsüne
Çocuk gibi seviniyor
Seni düşünmek
Som altın sarısı saçlarınla
Keskin bir poyrazda havalanan
Düşünmek seni hiç yitirmemecesine
Tüm kalabalıklarda insan selinde değil
Tenha köşelerde kuytularda aranan
Ben gittim
Banliyö trenlerinin yanık makas kokularında
İnsan kalabalıklarını ekleyip sensizliğe
Elimi verip kolumu alamadan gittim
Ben gittim
Kör karanlık akşam
İşçiler yolcu
Gece vardiyalarına doğru
Fabrikalarda
Duraklarda akşamcıla sabırsızlanıyor
Dolmuşlara taşımak için ağız kokularını
Karlı dağları yamaçlarında ateşi
Coşkusu asi kısrakların yelelerinde
Bir gül ömrü aşk onun için
Pır pır kalbi kelebeği kanatlarında
Közden kopan alev gibi tutkusu
Yaprağın ağaca bağlılığı kadar sadakat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!