Dün mor bahçelerdeydim
Tomurcukların çiçek açışlarını izledim
Toprak kokusuyla sarmalayıp çiçekleri
Ciğerlerime çektim
Bir bülbül sesiydi kulağımı okşayan
Defol git aklımdan be kadın
Ömrümü hırsın uğruna harcadın
Ellere mis kokulu çiçekler saçtın
Bana bir kuru ot kadar olamadın
Sen benim sevgimi bir heves sandın
Gökyüzünde uçuşan kuş olsam
Uçsam gitsem yaban ellere
Derede çağlayan su olsam
Aksam gitsem meçhullere
Fezada parlayan yıldız olsam
Yine bir fırtına yine bir hüzün
Bulutlarla çevrili gökyüzü simsiyah örtü sanki
Gece sessizliğini ve ürkütücülüğünü metheder gibi
Bende gece gibi sessiz yalnız ve ürpertici
Birbirlerine hasret kalmış iki sevgili gibi
Islak gözlerimi siliyorum bugün
Damarlarımdan çekilmiş kanımı tazeliyorum
Uyuşmuş parmaklarım hareketlenmekte
Buruşmuş yüreğim alevlenmekte
Firari aklım geri dönmekte
Kendimi yeniliyorum bugün
Penceremin camına damlalar vurdu
Yağan ayrılık yağmuru
Birden bire her yer sel oldu
Akıp giden sular anılarla dolu
Bir fırtına koptu içimde
Bir ömür düşün puslu bulanık dağınık
Birbirine girmiş her şey karmakarışık
Ezilmiş yıpranmış ama tükenmemiş devam eden
Bazı dertten kederden bazı sonsuz hasret yüzünden
Bitmesi istenen bıkılan ve de nefret edilen bir ömür
Sen hiç yakamozla sohbet ettin mi?
Denizle dertleştin mi?
Yıldızlara bakıp da iç çektin mi?
Anlattın mı yalnızlığını
Paylaştın mı mutsuzluğunu
Bulutlara sırrını verdin mi?
Deniz ol
Maviliğinde kaybolsun tüm siyahlar
Derininde sakladığın mucizelerinle
Suskunluğundaki huzurla
Coşkunluğundaki korkuyla
Havandaki ferah kokuyla anıl
Sanki içimde bir volkan patladı
Lavları yüreğimi yakıyor
Sanki bir cellât
Tam ortasından bağladı kalbimi asıyor
Sanki gerildi vücudumun damarları
Teker teker kopuyor



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!