Saat adım adım uzaklaşıyor,
zaman geçiyor aniden durmaksızın
dar sokaklardan…
Gözüm kararıyor,
kayboluyorum birden
Gözlerindeki ışık sürgüne mi uğurlandı,
Neden parlamıyor ilk günkü gibi?
Verdiğin sözler hüsrana mı uğradı,
Neden sevgin taşmıyor dünkü gibi?
Sorgusuz sualsiz terk edilişimin hatırasına,
Akşam; yine bu akşam Gülistana girdim;
Ne gülde vefa, ne bülbülde sefa gördüm.
İstedim; şeffaf bir örtüye bürüneyim;
Ne gülde renk; ne yaprakta desen gördüm…
Fark ettim ki birileri geçmiş bu yerlerden,
Tutmaz olur tutan eller;
Çürür söz söyleyen diller;
Sevip kazandığın mallar
Varislere kalır bir gün..!
gölgende bir deniz hapis
mahkumların şarkıları ve prangaları
sokaklarında pireli çocuklar gezer
daha dünden yalnız
büyürler
Susmak,
Konuşmak,
Yalnızlıkla baş başa kalmak gibi
Korkarsın!
Öyle incitir ki hüzünler gözlerini
Ağlarsın!
Susmak,
Konuşmak,
Yalnızlıkla baş başa kalmak gibi
Korkarsın!
Öyle incitir ki hüzünler gözlerini
Ağlarsın!
Kara bulutların sardığı al sancaklı bir kara
Al kanlarla sulandı sabahtan akşama.
Bıyıkları terlememiş daha on yedisinde
Evlatlar gömüldü Çanakkale mazisine.
Çözümsüz sorular kaldı ardından,
Beni terk edişinin koyu fırtınası…
Her sabah sevinçle parıldayan Güneş
Sormaz oldu halimi hatırımı…
Öğretmen Diyor ki:
Talim, terbiye adına hizmet nasıl olur bilir misin?
Sabrı bayrak yaparsın ölümsüzlüğüne
Bir anlık zamanı ve zemini beklersin derinliğine
Beşer ve toplum adına hizmeti bildin mi mertliğine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!