Emrullah Karahan Şiirleri - Şair Emrulla ...

Emrullah Karahan

Hayallerim vardı benim,
ebediyete yeşerttiğim umutlarım,
bitmek bilmeyen nazlı ümitlerim vardı benim.
Soluksuz bir nefesti, hiç bitmeyecek gibi,
derin bir haykırışıydı istediğim ışığın.
Son değil, taktığım varlığımdı benim!

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Bir dünya kuralım kelimelerden masa başında
Sessizce yol cümlesi bulalım iş başında

Beyit-2LER
Neşeyle, umutla, kederle gidiyor otobüs
İçinde kimi dünyaya barışık, kendine küs

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Doğmuşum bir Şubat günü zamansız.
Yaşıyoruz hep dünü bugünü mekansız.
Elbet biliriz; dert vermez yaradan dermansız.
Aman Allah'ım! Mahşer olur mu mizansız.

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Tek tek geçiyorum; hayat zemheri kurak
Bir bir geçiyorum; Heyhat; Menzil son durak.
Doğdum,yaşadım ölüm son durak
Nedir zulüm; nedir ölüm? Solmayan gülüm.

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Heyhat! Bir zaman maziye daldım.
Şanlı ecdadın yiğitlerini andım.
Bir dem gönlüme su serper sandım.

Hele yiğidim anlatıver! Sen dertli, ben dertli, vatan dertli...
Oturup ağlayalım, ağlayıp da sinelerimizi dağlayalım!

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Yaz… Bir yaz gecesi rüyası mıydı? Her şey bir yazla başlayıp yazılarda mı kaldı? Gülüşler, esintiler, şiirler… Şarkılar sadece yaza has mıydı? Güneş gittikçe yerini geceye mi bırakırdı? Ay da mı sönerdi kayan yıldızlarla birlikte? Yıldızlar… Onlar zaten yoktu bile, rüyalardaydı.
Yaz… Bir yaz gecesinde başlamadı mı her şey? O beyaz takım elbisesiyle gelen, kimselerin görmediği yerlerde beni gören ve hiç kimsenin bulamadığı yerlerde beni bulan, O… Sen değil miydin o gelen?
Yaz şimdi de suskunluğa mı bıraktı kendini? Yazılarda mı kaldı rüyalar? Sadece bir anı defterine mi aitti sevdalar bir baştan bir sona kadar? Sözün bittiği yerde bilir misin ki gözyaşı başlar. Bilir misin ki o acıdan küller savrulmaya yüz tutar, aşk korlarından oluşan küller… Hani su olmayınca kurur ya güller, yaz giderken gülüşümü de kuruttu gözler. Kumsallar kadar kahve, çikolata kadar güzel, sensizlik kadar acı, o bal rengi kadar zehirli gözler…
Zaman ilaçtı değil mi? Yoksa yaralara tuz basan bir kâbus mu? Bir dahaki yaza düzelir miyim dersin? Zannetmem... Benim gelecek yaza bir yazım yok ki gelsin! Hastalık mıydı en kötü şey? Yok, yok… Sonsuzluğa uzatmak istediğin ellerin yok mu olmasıydı hastalık bilemezsin. En kötü şey belki de kısacık bir yaz da yazsız bir gelecek inşa etmekti ömre. O soğumuş yüreğine aşk serpiştirmekti, denemekti belki de ama çok acı veren bir şeydi…
Yazım yok, zamanım yok, gülüm yok… Aydınlıkta değilim ki güneşim yok… Kuruyan bir kumsalda, sere serpe uzanırken gelen dalgalarla beraber dönerek yazımı uğurluyorum… Biliyorum bu son veda, akıttığım son gözyaşıydı. Ve bilmelisin ki bu benim son yazım, senin ise ilk başlangıcındı, bensizliğe! Evet, bir yazla başlamıştı bu rüya, o yazla ‘Merhaba! ’ diyorum sensizliğe!

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Bir akşam vakti yağmur taneleri
İnce ince düşüyor üstüme
Sıcak bir anlam bırakıyor
Saçlarımın teline…

Bir akşam vakti yağmur taneleri

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Bir akşam vaktiydi.
Usulca bir yağmur damlası
gözlerimden akıvermişti, sebepsiz…
Sevimsiz bir fırtına savuruvermişti şapkamı
kalabalık düşüncelerin ortasına,
Bir git-gelin kalmıştım arasında…

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Yalan yanlış bir dünyada
Benliğimi arıyorum
Kâh gurbette kâh sılada
Fâni hayat sürüyorum.

Çıkmazları kime sorsam

Devamını Oku
Emrullah Karahan

Yerebatası dünyada gönlümce yâr bulamadım
Senin olsun malı mülkü kar bulamadım
Bülbül oldum dara düştüm
Fâni dünyada tutunacak dal bulamadım.

Devamını Oku