şehri yağmalar gibi özlet bana kendini,
dağınık dağlarından avuçlarımın
düşerken
dalgın yanaklarıma dargın dudaklarına
nereye geç kalırım bilmiyorum..
rakımı yüksek bir şey olduğundan dudakların sanırım
yüzyıllardır çoğu kabile dağ eteklerine kent kurar..
uykularımın nüfusundan düşürülmeli
özgürlüğe çıkan rüyalar.
sakın ağlama!
üşürsün,
kurşun yağar.
onca şiirden sonra
öyle bir şey söyleyebilsem ki sana,
artık
çekip gitsen rüyalarımdan...
içinde birikmiş ömürlere say
ölümlerimi,
gidişimi unut.
Beni yakarsın eminim
sigaranın tekinde;
sevişirken başka bir bedende
Ankara'da mevsim; ya aşktır ya ihtilal
ikisini de fast-food sanar hiyerarşi.
sevdiğin her isim bir duvar,
her duvarda orak adamlar var
dağılır tespih: çekiç, örs, üzengi...
meşrebi üç gram eksik gelince bütün hüznün
hasat edilmiş yanında saklanıyor çocukluk
saklanamayan yanında ise ben
önüm arkam sağım solum ebe
seni sevmeye gebe bütün şarkılar
ah ulan bir bilsen
sırf kendi gölgesine benziyor diye
öldürdüğünden bir çocuğu beyaz adam
kendini güneş sanmakta o günden beri
ve sırf geceyi andırdığı için teni
pek çoğu işkence görmekte hala o çocukların
ki onlar korkmaz ölümden bilinmeli
hangi cümle olursa olsun, ruhu bir parça aşındırır..
zeka bir cümle gibidir;
sözcük sayısı arttıkça
sizi anlayabilenler azalır..
kökü geçmişte kalmış bir umudu
geleceğe tekrar dikemezsin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!