Şimdi kalplerimiz çok uzakta atıyor seninle
Sanki, şafağı batan kızıl anın son nefesleriyiz
Karanlıktan doğan ayın yakamoza düşmanlığı gibi
Bir zamanların son aşkına şerhler düştük seninle
Yorulduk artık, seni anlıyorum
Âdem'le başladı sır, cümle varlıkla yoğruldu,
Toprakta gizliydi nur, kalpte mâna doğurdu.
İlk nefeste yansıdı Hak, ezelden ebed'e akar,
Âdem’in suretinde, Rahman’la var oldu canlar.
İbrahim nar içre gül, ateşte buldu Hakkı,
Tefekküre Dalalım...
Okuyunca, gerçeğin renklerine hakikat ışığı vuruyor...
Daha bir başka görüyor zihin...
𐱅𐰇𐰼𐰜𐰴𐰀 𐱅𐰇𐰼𐰜𐰤𐰆
(Türk’ün Duâsı)
𐰚𐰆𐰺𐰆𐰤 𐰉𐰃𐰏𐰚𐰆, 𐰚𐰃𐰤𐰆 𐰽𐰀𐰉𐰆!
Gök Tengri, kutlu kılsın!
Bir ilahi tutsağım ben…
Kürek sürgünü yedim, asırların maverasında…
Levh-i Mahfuz’a adımı yazdılar…
Ey sâhif-i aşk, dinle söz-i bâlâdan,
Hakk’ın nefesidir her harf-i edâdan.
Yetdi ulu nûr, cihâna reh-i irşâd,
Bir şem‘-i cemâl gör hayâl-i gülzârdan.
Pîr-i Türkistan’dan yükselir bu nağme,
Her yeni güne umutla uyanıyorum
Geçmişin yükünü ardımda bırakıyorum
Kim ne derse desin, kulak asmıyorum
Çünkü umrumda değil, hiç umrumda değil
Kendi yolumda yürüyorum kararlıca
İçimde dolan sükûnetten, yâr-yâr edüp kendimi,
Varlık sırâtında yürür, canı arar can kendini.
Bir nefes gibi geçici, hâk ile hemhâl olurum,
Göklerden aksederken söz, öz olur her hâlde durur.
Türk vatanı Türk'ündür, ey gâfil, bilesin,
Hain el uzatamaz bu kutlu yere, asla!
Ergenekon’dan çıkan o yiğit nesil,
Demir dağları eritir, yol bulur dağa.
Alparslan, Malazgirt’te açtı kutlu kapıyı,
Hani söz vermiştin bana,
Bırakmayacaktın elimi,
Şahit tutmuştun, gökteki yıldızı ve sabaha ışıyan güneşi.
Hani inandırmıştın ya kalbimi,
Sensiz yaşayamam, sensiz nefes alamam diye.
Hani söz vermiştin, yaşam denen yürüyüşümüzde,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!