TC'nin Ortadoğu, dış politika ve dünyaya bakış siyasetini irdelemede yarar var.Ekonomik ve politik olarak ileri kapitalist dünya ülkeleriyle ilişkileri ve buna bağlı olarak yerli burjuvaziyi oluşturma çabaları Batı dünyasının bir parçası olmak için yeterlimidir.Yoksa bu çabalar sadece onların isteği doğrultusunda gelişen ve onlar izin vermedikçe bir türlü illeri gidemeyen yerinde sayarken illeri gittiğini sanma hareketimidir.
Kuşkusuz bence durumumuz sonuncusuna daha yakın ve yerinde sayma hareketiyle örtüşüyor.Bununla birlikte gelişen kapitalist ilişkiler ise milli bir sermaye yerine uydu bir sermaye olmaktan öteye gidememektedir.
Orta doğu ülkeleri bağımsız gibi görünseler de özde sömürgeci batıyla olan ekonomik ve siyasi bağlarından dolayı tam bağımsız oldukları söylenemez.Hele hele ekonomik olarak batılı kapitalistlerin tamamen denetimindedirler.
Türkiye açısından da batı ile ilişkilerde ve yakınlaşmada Kürt sorunu da Ermeni sorununda olduğu gibi bir faktör olarak Türkiye’nin önüne çıkmaktadır.Bu bağlamda TC kendinin gelişmesine ve modernleşmesine ayak bağı olarak Kürtleri görmektedir. Gelişmesine engel olan diğer bir etmen olarak Ermeni sorununu görmektedir. Kendi iç sorununu uluslararası arenaya taşındığı içinde bocalamakta ve çözümsüzlüğü çözüm olarak görmektedir.İç siyasetini bu temelde yürüttüğü için ırkçı şoven bir konuma düşmektedir.
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta