Hayır, yapma! kapatma ışıkları...
Karanlık olur gölgeni göremem!
Gölgen bari yanı başımda dursun...
Gölge etsin, başka ihsan istemem.
Gidişinle hayır sunuyor Yezdan!
Kurtarıyor belki beni ayazdan.
Bir sitem dökülür incinen sazdan.
Hiç anlamadın ki gönül derdinden!
Helale iştahsız; harama obez,
Açan çiçekte, düşen yaprakta,
Tad kalmamış kaşıkladığım aş'da
Gitgide geliyor zalim fırtına...
İyiye sarılmak ne mümkün, kötüler etrafında!
Teker teker tekerleniyor ayağım...
İmdat, imdat sarılmak istemiyorum zalim ecele...
İstanbul; heybetli, yedi başlı bir devsin.
Karışık ruhuma huzur dolu bir evsin.
Hayal ve düşümde her zaman yaşıyorsun.
Sanki dünyadan değil, cennetten bir köşesin.
İsyanlar başlıyor gönül derinliğinde,
Sanma ki ayrılığın verdiği bir ağırlık.
Yanar durur sanki cılız bileklerimde,
Aşkından sonraki bıçaklı sıyrık!
Nasılda anardım bütün dileklerimde...
Verdiğin mektupların uçları yanık!
Bazen bir gönüle yar olur iken,
Bazen bir yavruya anasın kadın!
Batsada haksızca yüreğe diken,
Yine de barıştan yanasın kadın!
Dünya döner de döner, "ol" dediğinden beri,
Sen yarattın her şeyi; şu göğü ve de yeri!
......
Bariz musallat oldu Şeytan biz acizlere,
Nasıl dayanacağız ettiği tacizlere?
......
Bazen masmavi olurum; dingin ve huzurlu...
Bazen ise maviye hasret kalır doldururum simsiyah bulutları yüreğime...
Gözlerimden yaşlar akmaz, yaş yağar gözlerimden.
Şimşek gibi çakar, yıldırım gibi düşerim. Ama ne olursa olsun kendi renklerimi üretip gökkuşağı olurum ardından... mavinin beni az ötede beklediğini bilirim.
Çünkü mavi vefalıdır.
Çünkü mavi beni sever ben de maviyi :)
Mutsuzluk belkide hayat boyu yanmaktır.
Belkide toz olup ummana savrulmaktır.
Boşboşuna bakıp enginlere dalmaktır.
Belkide mutsuzluk benim gibi olmaktır.
Yarına ümitsiz bugüne ağlamaktır.
Gurbet elde neler gördü bu gözler,
Şahin ile uçan kutan'ı gördüm.
Tükendi bendeki kelime sözler,
Üç kuruşa adam satanı gördüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!