Yola düzülür yolcu; kervan bekler
Kısacık bir moladır
Kiminin az,kiminin çok oturduğu handa
Haydi! dendiği anda...
Yola düzülür yolcu; kervan bekler
Ayaklardan söküldü
Beyinlere vuruldu şimdi
Zinciri
Cinsiyet pazarından
Tribünlere kadar
Öylesine yapmış ki gavur
Sarı saman kağıdındandı;
Matematik defterim.
Bir silgi bir sınıfı idare ederdi.
Sen beş sınıfı öğretmenim.
Açmazdık çabuk bitmesin diye,
Kalın kalın yazardı kara kalem.
Taşıyamadım sevdanı,dağıttım
Birazcık çamlara
Birazcık kuşlara(Islığıma eşlik ettiler çünkü)
Bitmemiş.
Baktım çoğu bende,bitecek gibi değil
Vazgeçtim.
Savaşın resmi değişmez Hildegart.
Ölümün,korkunun yüzü değişmez.
Kapuzenin altında;
Filistin'de oğluyla ateş altında
Kalmış babanın.
Dachau 'da,Auschwitz'de
Bazen can sıkar
Masanın sandalyenin arkadaşlığı
Hır çıkarırım konuşmam o akşam
Ben çoğul bile olamamış bir sözcük
Önü sonu eksiz.
Bir kağıt kalem geçer elime
Ben kendimi şair sanırdım.
Şair edasıyla dolaştım Paris'i.
Paris bu,
Sanatın beşiği.
Şanzelize Meydanı,
Eyfel Kulesi,
Kırk dört tur attım;
Dünya ile birlikte Güneş'in etrafında.
Kırk beşinciye başlıyorum bu gün.
Bakalım;
Kaçıncı turda,
Ölüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!