Yeşil bağlar taşlı toprak
Ovalar vadiler hepten çorak
Mutluluk selvileri düşüyor
Onları biçiyor paslı bir orak...
Gözlerimin içine sen bakıp da gülerdin
Beni her şeyden fazla sen nasıl da severdin
Birgün görmesen beni, yollarımı beklerdin
Tanrım seni yanından ayırmasın hiç derdin.
Nefes almak, yaşamak inan, basit hünerdir
Sevmek ne bir meçhuldür, ne de bilinmez yerdir.
Yeter artık kaçışın, bu içlenme, bu keder
Kuşluk vakti ansızın gel de acımı dindir.
HÜZÜN
Saymıyorsam artık günleri
Anmıyorsam geçen günleri
Beklemiyorsam yarınları
Seni unuttuğumdan değil
Etraf zifiri karaya büründü
Işıklar da sönük
Uzaktan bir gemici feneri yandı
Şaşkınlığıma inat
Bir pencere açıldı
Benden yakışıklısını bulabilirsin
Benden varlıklısını da
Benden akıllısını da bulabilirsin
Eminim bulabilirsin ama
Sunuldu yine içkim tasa
Kapattım perdeyi doldum yasa
Kimse görmesin beni
Toplanmasınlar dumanlı başa...
Ayıplanacak bir sır gibi saklıyorum
Hala o ilk mektubunu benim bulacağım yerde
Yırtamıyorum bir türlü varmıyor elim
Satır, satır, kelime, kelime ezberlediğim halde
Şair olalı böyle yazmadı kalemim
Duygularım böylesi kabarmadı dalga dalga
Böylesi fırtınalara tutmadı yüreğim
Böylesi ağlamadı gözlerim, ağlamadı inan.
Emin üstadım, mısralarınızın bitmesini istemiyorum, kalbiniz hep sevgi dolu olsun. Sizin sayenizde çok şey kazandım, kazanmaya da devam ediyorum. Sağlığınız, mutluluğunuz ve huzurunuz daim olsun. Selam ve saygılarımı sunuyorum.