**Elveda** Şiiri - Latif Şimşek

Latif Şimşek
32

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

**Elveda**

Dünya sarmadı beni ben saramadım hayatı
Tat vermiyor artık sığındığım geceler
Dört duvara yazılmış cevapsız bilmeceler
İçime kapattığım aydınlığıma
Ateşsiz yıldızlar düşmekteler.

Artık ayağına değil tam kalbine sıkmalı yaşamın
Öldürmeli insanlığı ve öldürmeli beni
İçine düşmeli cin ve şeytanlı şaşaanın
Varlığına tükürmeli yokluğuna sevinmeli
Bedeli neyse bu şerefsiz yaşamın
Tek kurşunla ödemeli.

Kapılar gitmeye kapanır çığlık çığlığa
Kalmalar zincir zoru ve ağlamaklı
Dudaklarda susku yüreklerde açlık
Mutluluk bir dirhem paspasımın altında
Bulanın elinde kalır
Kazara açılsa kapı
Selamın dilinde kalır.

Ey gökyüzü ey kara delik ve güneşin çizdiği yol
Alın beni ölümlüler arasından
Ayaklarım bulvarlarda sürürken cesedimi
Diriliğimle saman yolunda yürürdüm
Uyuyabildiğim her gece
Düşümde sonsuzluklar görürdüm.

Yaşamak hayvan gibi özgür su ve hava kadar berrak
Sokak köpeklerinin kuyruğuna sarılarak
Hiç tanımadığın sokaklarda
Tüm kaldırımlar senin gibi dolaşmak
Yaşamak bir ölü gibi sessiz bebek uykusu gibi derin
Elsiz ayaksız dilsiz ve çırılçıplak yaşamak
Bir yetim yüreğinin kuytusu gibi serin.

Hadi bana çocukluğumu verin
Kangal kırması köpeğimi topacımı çemberimi
Ayazında mutlu bir tavşan gibi dolaştığım zemherimi
Bana bir şey verin
İçinde anamın sütü kardeşlerimin kokusu olsun
Bir şey verin
Ciğerime çiğdem dokusu
İçinde telaşsız çocukluğumun uykusu olsun

Bir el verin bana ya da koymayın sevincimi içimde
Utanıyorum artık aynalardan
Ve yaşamaktan her gün farklı biçimde.
Tetikte soğuk parmaklarım
Ve sağ şakağım amansız seçimde
Yaşamak bir köpek kadar özgür
Özgürlük tetikte bir dirhem cesaret
Cesaret yatağını terk etmiş kurşun gibi hür
Ey gece ey korkularımın sığınağı bağışla beni
Yas tut yıldızlarına katranlar sür
Ey lodos ey poyraz ve ey karayel
Saçlarıma Azrail üfür.

Gitme vakti geldi mi kal demek olmaz
Halde
Ahvalde
Kederde
Ve
Kaderde yazdı mı ölüm
Ölmemek olmaz.

Bağışla beni Elif’im yeşil ördeğim
İnanmazdın seni çok sevdiğime derdim ki;
Öl de öleyim
Gül de güleyim…
Bir gün sana bir ecel şiiriyle veda edeceğimi
Ben nerden bileyim.
Bebeğim bağışla beni
Kader vakti
Keder vakti
Bırak ellerimi bırak gideyim.

Biliyorum kimse sormayacak niye gittiğimi
Bir tek sen soracaksın Almıla’m kıvırcık sevgilim
Dilin dolaşacak
O küçük aklın bir hoş olacak
“Babam nerde diyeceksin”
Susacaklar…
Beni çağıran sebebi sen nerden bileceksin
Kıvırcık sevgilim bağışla beni.

Ey varlık ey yokluk ey sonsuzluk ey öte
Ya da her neysen ne…
Ben geliyorum yalınkılıç anadan üryan
Korkmuyorum
Yalnız içim ılıyor sevdiklerime
Ve şimdi ölüm doluyor
Kanı çekilmiş kemiklerime.

Elveda hayat
Çocukluğum gençliğim ve düşlerim
Elveda tedirgin-ürkek sevişlerim
Özgürlük karanlık kadar güzel
Yaşamak sanal ve sayısalmış
Kitaplar yazsa da kanunları
Anladım bir tek ölüm yasalmış.

Elveda
Şiirlerim
Gök kubbede hoş seda
Ne bir çalım
Ne bir eda
Bu sadece bir veda
Elveda…

Latif Şimşek
Kayıt Tarihi : 29.11.2007 02:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Her gece gibi bir gecenin dibinden gelen sese yanıt....

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    çok güzeldi bu güzelliği yazan yüreğe ve kaleme selam olsun,
    gönül pınarınız hep çağlaya seller gibi inşallah.
    saygılar.

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile uğradığım sayfanızda,
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
    Tebrik ederim

    Yaşayacaklarınız,
    Yaşadıklarınızdan

    daha renkli,
    Daha hareketli,
    daha bereketli
    Geçmesi temennisi ile

    Doğum gününüzü tebrik eder
    Sağlık
    Afiyet
    Başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ederim

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Gülden Işık
    Gülden Işık

    güzeldi ..beğeniyle okudum..

    Cevap Yaz
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz


    Serbest bir şiirin nasıl yazılması gerektiğine güzel bir örnek. Muhteşem olmuş.

    Sevgili Kardeşim sayın: Latif Şimşek'e sevgi ve saygılarımla...

    Şiir yazan kişinin, şair olduğu doğrudur. Ancak şairin yazdığı her şeyin de şiir olmadığı, hergüzel sözün de şiir olmadığı da doğrudur.

    Bu şiiriniz hakkındaki kişisel görüm: Gerektiği yerde gerektiği kadar mısra kullanılarak yazılmış NEFİS bir şiir olmuş.

    Aslında arkasında vezin ve kafiye desteği bulunmayan Serbest yazılan şiirler iki ucu keskin kılıç gibidir. Serbest yazılan bir şiir vezin ve kafiye desteğinden yoksun olduğu için böyle bir şiirin bir sanat ve edebi değer taşımasınıyabilmesi için tek alternatif kalıyor.. O da şiirdeki mısraların duygu ve düşünceyi ifade ederken, anlam yüklü olması ve en etkili biçimde bu duygu ve düşünceyi ifade edebilecek donanıma sahip olması gerekirken, Duygu ve düşüncenin şiir metninin bütün yapısına etkin biçimde hakim kılınmasından geçer. ( Serbest şiir hece ve kafiye baskısından tamamen kurtulmuş olduğundan, en başlangıcından sonuna kadar bu imkanı sınrsız bir şekilde zaten şaire verir.) Elbette bu da: Duygu ve bilgi yoğunluğunun, kültür birikimi ve doğuştan gelen edebi bir yetenek ile uyumlu ve ahenkli birlikteliğini gerektirir.

    Şiir hem vezinsiz kafiyesiz yazılacak, hem de duygu ve ifade etme fakiri mısraların bir araya getirilmesi ile oluşturulacak, üstüne üstlük bir de, aşırı duygu yüklenimi ile çöken mısra yanında duygusuz ve ifadesiz kaldığı için ayağı yere basmayan havada uçuşan mısralar bulunacak; o zaman da : Bülbülün tahtında bülbülün nağmesi işitilmez olur.

    Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda: Sizin bu şiirinizin tamamına hakimiyetinizi ve şiire ustalıkla yön verişinizi, Duygu ve düşüncenin şiir metninin tamamına etkili ve anlamlı olarak ustalıkla aktarış üslubunuzu kutlarım.

    Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu şiirinize Tekirdağ'dan Tam Puan geliyor.

    Kardeşimin sayfasına başarılarının devamı dileği ile sevgi ve saygılarımı getirdim. Lütfen kabul buyurunuz.

    Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.

    Dr. İrfan Yılmaz. -TEKİRDAĞ.

    Cevap Yaz
  • Osman Karahasanoğlu
    Osman Karahasanoğlu




    **Elveda**

    Dünya sarmadı beni ben saramadım hayatı
    Tat vermiyor artık sığındığım geceler
    Dört duvara yazılmış cevapsız bilmeceler
    İçime kapattığım aydınlığıma
    Ateşsiz yıldızlar düşmekteler.

    Artık ayağına değil tam kalbine sıkmalı yaşamın
    Öldürmeli insanlığı ve öldürmeli beni
    İçine düşmeli cin ve şeytanlı şaşaanın
    Varlığına tükürmeli yokluğuna sevinmeli
    Bedeli neyse bu şerefsiz yaşamın
    Tek kurşunla ödemeli.

    Kapılar gitmeye kapanır çığlık çığlığa
    Kalmalar zincir zoru ve ağlamaklı
    Dudaklarda susku yüreklerde açlık
    Mutluluk bir dirhem paspasımın altında
    Bulanın elinde kalır
    Kazara açılsa kapı
    Selamın dilinde kalır.

    Ey gökyüzü ey kara delik ve güneşin çizdiği yol
    Alın beni ölümlüler arasından
    Ayaklarım bulvarlarda sürürken cesedimi
    Diriliğimle saman yolunda yürürdüm
    Uyuyabildiğim her gece
    Düşümde sonsuzluklar görürdüm.

    Yaşamak hayvan gibi özgür su ve hava kadar berrak
    Sokak köpeklerinin kuyruğuna sarılarak
    Hiç tanımadığın sokaklarda
    Tüm kaldırımlar senin gibi dolaşmak
    Yaşamak bir ölü gibi sessiz bebek uykusu gibi derin
    Elsiz ayaksız dilsiz ve çırılçıplak yaşamak
    Bir yetim yüreğinin kuytusu gibi serin.

    Hadi bana çocukluğumu verin
    Kangal kırması köpeğimi topacımı çemberimi
    Ayazında mutlu bir tavşan gibi dolaştığım zemherimi
    Bana bir şey verin
    İçinde anamın sütü kardeşlerimin kokusu olsun
    Bir şey verin
    Ciğerime çiğdem dokusu
    İçinde telaşsız çocukluğumun uykusu olsun

    Bir el verin bana ya da koymayın sevincimi içimde
    Utanıyorum artık aynalardan
    Ve yaşamaktan her gün farklı biçimde.
    Tetikte soğuk parmaklarım
    Ve sağ şakağım amansız seçimde
    Yaşamak bir köpek kadar özgür
    Özgürlük tetikte bir dirhem cesaret
    Cesaret yatağını terk etmiş kurşun gibi hür
    Ey gece ey korkularımın sığınağı bağışla beni
    Yas tut yıldızlarına katranlar sür
    Ey lodos ey poyraz ve ey karayel
    Saçlarıma Azrail üfür.

    Gitme vakti geldi mi kal demek olmaz
    Halde
    Ahvalde
    Kederde
    Ve
    Kaderde yazdı mı ölüm
    Ölmemek olmaz.

    Bağışla beni Elif’im yeşil ördeğim
    İnanmazdın seni çok sevdiğime derdim ki;
    Öl de öleyim
    Gül de güleyim…
    Bir gün sana bir ecel şiiriyle veda edeceğimi
    Ben nerden bileyim.
    Bebeğim bağışla beni
    Kader vakti
    Keder vakti
    Bırak ellerimi bırak gideyim.

    Biliyorum kimse sormayacak niye gittiğimi
    Bir tek sen soracaksın Almıla’m kıvırcık sevgilim
    Dilin dolaşacak
    O küçük aklın bir hoş olacak
    “Babam nerde diyeceksin”
    Susacaklar…
    Beni çağıran sebebi sen nerden bileceksin
    Kıvırcık sevgilim bağışla beni.

    Ey varlık ey yokluk ey sonsuzluk ey öte
    Ya da her neysen ne…
    Ben geliyorum yalınkılıç anadan üryan
    Korkmuyorum
    Yalnız içim ılıyor sevdiklerime
    Ve şimdi ölüm doluyor
    Kanı çekilmiş kemiklerime.

    Elveda hayat
    Çocukluğum gençliğim ve düşlerim
    Elveda tedirgin-ürkek sevişlerim
    Özgürlük karanlık kadar güzel
    Yaşamak sanal ve sayısalmış
    Kitaplar yazsa da kanunları
    Anladım bir tek ölüm yasalmış.

    Elveda
    Şiirlerim
    Gök kubbede hoş seda
    Ne bir çalım
    Ne bir eda
    Bu sadece bir veda
    Elveda…

    tebrikler yüreğine sağlık
    kalemine ve kalbine güç ve kuvvet gelsin

    osman karahasanoğlu

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (37)

Latif Şimşek