10. Bölüm
Yeni güne uyandığında; boş duvarlarla selamlaştı. Sessizlik hâkimiyetini kurmuş, canı sıkkın bir şekilde yatağından kalkıp salona geçti. Bir gün öncesi yanında uyandığı Elvan gitmişti. Uyurken izleyip mutlu olacağı kimsesi kalmamıştı. Mutfak tezgâhının üzerinde duran çaydanlık bile gözüne kötü görünüyordu. Elvan’ın gidişinin üzerinden 24 saat geçmişti ve bir haber alamamıştı. Birçok kere telefon açtığı halde, telefonun kapalı ve ulaşılamaz durumda olduğu cevabını duydukça daha çok sinirleniyordu.
Oturduğu ev bomboştu ve sade döşenmişti. Dışarıda hava tüm sıcaklığıyla kendini hissettirmeye başlamış, istemeyerek olsa bile, kahvesini hazırlayıp pencerenin yanındaki koltuğuna geçmişti. Eline telefonunu alıp, son arananlardan Elvan’ı tekrar aradı. Telefon çalıyordu ama açan yoktu. İyice meraklanmıştı. Bir sigara yakıp, kahvesini içerken dışarıyı izlemeye koyuldu.
Telefonun sesiyle kendine geldi. Elvan arıyordu.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta