Arzusun sen! İçimi titreten arzu
Tüylerim ürperir arzumun derinliğinden
Korkarım yaklaşamam
Bir nale kopar rübabın telinden
Der ki: Sonumuz bu
Yaralar kalbimi ta derin yerinden
Toprağıma doğan güneş, yıldızlı gecelerim
Ruhuma tomurcuk saçan baharımsın sen benim
Bu yaz günü sularından kana kana içtiğim
Güllerime hayat veren pınarımsın sen benim
Sararmış kağıt üstüne yazıp, yazıp sildiğim
Artık üşümüyor muyum soğuk olunca
Sanmıyor muyum rüzgar sesini çınlatır kulaklarımda
Ağlamıyor muyum sanıyorsun içimden hüngür hüngür
Rüyalarımın siyah beyaz oluşuna
Unutmaya hevesli değilsem ne çıkar
Bir zamanlar galiba mutluydum
Sonra ne oldu?
Hah şimdi hatırladım: seni sevdim.
Galiba sen de severdin.
Bilmiyorum o zaman deli doluydum.
Doğru yaptığım birce şey vardı.
Yeşil gözlüm aradığın sevda mı?
Tatlı dillim sevmediğin yar var mı?
Aramızda dağlar var mı kar var mı?
Ayrıyız ya ben de ona yanmışım
Neye bakar kimi arar gözlerin
Yine birileriyle birlikte ama yalnızız
Bir kısır döngüdeki yaşam ve aşk savaşında
Bazen yan yana bazen karşı taraflardayız
İkimiz de yenilenler arasındayız
Ben en son seni Filistin’de gördüm
Ondan önce Karabağ’da
Tiananmen’de, Afganistan’daydın
Pakistan’da ve Hindistan’daydın
Myanmar’da yardımlardan korkan generallerin tam karşısında
Budist rahipler arasındaydın
Ayrıldık
Acaba hatırlıyor musun beni?
Hala acıtıyor mu eski hatıralar?
Yüreğin yanıyor mu bilmem
Kapanmış mı açtığım yaralar
Sıradan şeyleri konuşur insanlar
Sıradan şeyleri severler
Bir sıradanlıktır alıp başını gitmiş
Sıradan şeylere ağlar sıradan şeylere gülerler
Sıradan bir gitar, sıradan kokusunu bilmediğimiz
Tik tak
Önümde boş yaprak
Bir bardak çay koymuşum
Kırmızımtırak
Yağmurdan sonraki bulanık sudan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!