Maziden Yansımalar 2 ( Lise Yıllarım )

Muhammet Bora Candan
69

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Maziden Yansımalar 2 ( Lise Yıllarım )

Lise yıllarında, bir oda kurduk arkadaşlarla.
Posterler astık odanın dört bir duvarına.
Kurduğumuz odada,
MUGEN sayesinde yaptım onlarca oyunu.
AC Milan sevdirmişti bana futbolu.
Yine de en iyi futbolcu L. Messi olacaktı, bu belliydi.
Gerçekten çok seviyordum Linkin Park dinlemeyi.
“Gençken yapılacak 100 şey” videosu çektik.
Ölüm tehlikesine meydan okuyarak
Girilemez denilen yerlere girdik.
Atladık çatıdan çatıya,
Bisikletlerle çıktık en olmayacak dağlara.
Bisikletlerle gittiğimiz yerlere arabalarla gitmek zordu.
Gizemli mağaralar arardık, yanımıza alıp yolluğu.
Hasbro'dan Risk oynardık arkadaşlarla.
Arkadaşlarım meraklıydı benden yeni şeyler duymaya.
İlgimi çekerdi Bartitsu, Shaolin Tapınağı
Ve Viktorya dönemi.
Kardan adam yapardım,
Gözleri olmalıydı yaban mersini.
Yaratıcılığım güçlüydü, bulurdum her zaman yeni şeyler.
Dostane gelirdi sanat ve felsefeden bahsedenler.
Severdim fantastik kitapları ve filmleri.
Altın Pusula, Pan’ın Labirenti, Narnia Günlükleri…
Doğrusunu söylemek gerekirse ağzım iyi laf yapardı.
İlde birincilikle kazanmıştım kompozisyon yarışmasını.
Yakın arkadaşlarım metal müzik grupları dinlerdi.
Yaşıtlarımdan daha iyi bilirdim hemen her şeyi.
İple çekerdim Şampiyonlar Ligi maçlarını
Ve Eurovision şarkı yarışmalarını.
Kedileri çok severdim,
Bulamamıştım Super Mario’nun yediği mantarı.
Göl evinde yaşayacaktım ileride.
Para bulamamıştım Sagopa Kajmer konserine.
Bu yüzden çok da mahcup olmuştum birine.
Evin çatısında kendimize bir oda kurmuştuk,
Ve onlarca poster asmıştık.
Playstation için onlarca oyun listesi yapmıştık.
Devil May Cry, God of War ve dahası.
Yaşamayan bilemez bu büyük maceraları…
Hitman, Tomb Raider, Half Life gibi oyunlar.
Bazılarımızın anısında derslerden fazla var.
GTA hile kodları hala ezberimde.
Az futbol kadrosu karalamamıştım defterime.
En sevdiğim oyunların listesi sırasıyla şöyleydi:
Tekken,
Mortal Kombat,
Age of Empires,
Age of Mythology,
Soul Calibur,
PES ve FIFA...
Gücüm yetmezdi,
PSP el konsolumun başından kalkmaya.
Geride kalmıştı:
Snow Bros, Metal Slug, Street of Rage,
The Punisher, Mystical Fighter ve dahası.
Yeni oyunlar bulmalıydım, tutamazdım geçmişin yasını.
Rally yarış oyunları ve Nintendo oyun konsolu.
Oyun veya filmdi eğlenceye dair hakiki konu.
Ama başka mutluluklar da vardı,
Mesela semaver eşliğinde gece sohbetleri
Ve bizi biz eden şeylerin keşfi…
Yakın arkadaşlarımı da alıp,
Bir karavanla dolaşmak isterdim dünyayı.
Kim istemezdi ki, bir ağaç evinde yaşamayı...
Uzay belgeselleri beni büyülerdi.
İnternete ulaşım zordu, tarardık ansiklopedi.
The Joker, Rorschach, V for Vandetta gibi anti kahramanlar.
Çok cezbederdi bizleri bir zamanlar.
Yine de kişiliğim Robin Hood’a daha uygundu.
Mazlumları korumak bende güçlü bir huydu.
Gizemli olan her şey hoşuma giderdi.
Günleri akşam ederdik,
Oynarken langırt ve masa hokeyi.
Duygulanmıştım “Benim babam kardan adam” filminde.
Arkadaşlarım beni arardı,
Bilgisayara format gerektiğinde.
Gömleğin altına sweatshirt giyip
Kıvırırdık gömleğin kollarını.
Pahalı da olsa alınmalıydı Enok’un Kitabı.
Resim atölyesinde resimlerimin gördüğü ilgi…
Meral hoca çizimlerime hayranlık beslerdi.
Şehr-i Hüzün albümünü dinledim defalarca.
O yıllarda alışmıştım gözlerimi kapamaya.
MP3 Player’ımda doluydu Manga şarkıları.
Geceleri arkadaşlarla oynardık;
Monopoly ve parti oyunları…
Her şey çok eğlenceli gelirdi o zamanlarda,
Herkes dönüşmüştü imitasyon bir Cem Yılmaz’a.
Kızların en sevdiği seriydi Alacakaranlık serisi.
Bir efsaneydi, arkadaşım Resul’ün baterisi.
Ozzy Osbourne, Behemoth, Metallica…
Dinlemeye sevk etti farklı tarzlara.
Sıkıysa kalkışın Efe ile karaokeye.
Hayranlık beslerdik hemen her türden müziğe.
Avril Lavigne, Evanescence, Shakira…
Dinlemek büyük zevkti, gelirken aşka.
Arkadaşım Fatih sakalsız Gandalf’a benzerdi.
Kan grubum gibi,
Benim de az bulunduğum söylenirdi.
Keyifli oluyordu arkadaşlarla mangal yapmak.
Koray’ın hayaliydi, bir gün Sherlock Holmes gibi olmak.
Mezuniyette Fahir Atakoğlu etti tüyleri diken diken.
Işıkları kapatmalıydı sınıfı en son terk eden.
Yıllığımızda yazılanlar hala bekliyor bir kenarda.
Sadece lise bittiği için değil, kep atmıştık bazı yaşananlara.
Sigara, alkol… oldu bizim de kabahatimiz.
Sağlığımızdan kıymetliydi acılara sevgimiz.
Kimse bilmez, ilk şiiri kime yazdım,
İlk sigarayı neden içtim.
Beni bu yollara sürükleyen de kim?
Ne çok ünlü çıkardı okumuş olduğum lise.
Alıştım sınıf arkadaşlarımı televizyonda görmeye.
Kimi ünlü bir dizi-film oyuncusu oldu,
Kimi sosyal medya fenomeni,
Kimi ünlü bir müzik grubunda solist,
Kimi Miss Turkey birincisi.
Herkesin benim için kullandığı söz: “Farklı biri”
Çevrem her zaman genişti ve bana saygı duyulurdu.
Girdiğim ortamda etki yaratmak bende bir huydu.
Beni tanıyan herkes derinliğimi bilirdi.
Benim yanımda zamanın farklı aktığı söylenirdi.
Lider yönüm ağır basardı ilişkilerde.
Öl desem ölecek dostlarım hala dillerde.
Sevdiğim kızlardaki ortak nokta isimlerindeki “Ş” harfi.
Onun dışında hiçbirinin birbiriyle zerre yoktu ilgisi.
Nerede bir hayvan görsem okşardım başını.
Çok az kişi bilirdi,
Aileme dargın abimin fabrikalarını.
Tuncay abim sayesinde sevdim sanatı ve bilimi.
Bir zamanlar ailede herkesin dilindeydi abimin evleri.
Çok az kişi bilirdi başhekim amcamı.
Herkese açmazdım ailemle ilgili konuları.
Abimin yapmış olduğu Tesla Bobini…
Gerçekten inanıyordum, abim bir dâhiydi.
Asla ondan para istemezdim, bu olmazdı.
Çok erken öğrenmiştim kendi ayaklarımın üzerinde durmayı.
Liseyi dershanesiz kazanan 2 kişiden biriydim tüm lisede.
Birçok güzel konuda ben vardım lisenin dilinde.
Lise yıllarımı hep iyi olarak anacağım aklımda.
Geçti gitti yıllar, ne aşikâr kaldı ne saklımda.
Yıllar geçti aradan, acısıyla tatlısıyla kaldı anılar.
Anıların arasından şimdiye taşıdıklarım da var.
TV dizilerinde boy gösterecek kadar ünlü olamadım belki de.
Ama inanın hiçbir çabam da olmadı böylesi bir şeye.
Lise yıllarım, kurduğum dostluklar ve şekillenen kişiliğim.
Bir bütündür mutluluklarım, hedeflerim ve sevgim.
Her şey bir anı bu dünya penceresinde.
Bugünler de yarının anıları olmaya hep gebe.
“Baki kalan kubbede hoş bir seda imiş”
Bıraktığımız iz önemli;
Fark etmez gelecek, bugün ya da geçmiş…

Muhammet Bora Candan
Kayıt Tarihi : 30.3.2020 16:33:00