Yedi tepesi ile Kızkulesi Marmara,
Özlemiş inan seni,bak İstanbul bekliyor...
Sultanahmet Modası gelsen artık bir ara,
Özlemiş inan seni,bak İstanbul bekliyor.....
Buralarda sonbahar inan bir başka güzel,
Yirmiüç ay oldu bak yokluğun yakar her an,
Nasıl bir hasret babam,öldürmez süründürür...
Gözpınalarımdan yaş içime akar durur,
Nasıl bir hasret babam,öldürmez süründürür....
Kurban bayramı idi sana son sarılışım,
Küçük masum buseydi,beni hayale salan,
Unuttuğum duyguy du,o an içime dolan,
Gözlerine bakınca, gönlümü benden alan,
Bambaşka bir haz'dı bu,küçücük masum buse...
Bazen özlenen duygu,şimdi ise tattı ğım,
Tozpembe dünyama girip kararttın,
Acıya gark ettin katilimsin sen...
Dalında bir güldüm beni sararttın,
Yaşarken öldürdün, katilimsin sen...
Bir baktın kalbimi ok gibi deldin,
Sevgi denen o duygu emek ve güven ister,
Vurdun acımasızca,tükettin benliğimi....
Karşılıklı sadakat biraz da yürek ister,
Kırdın acımasızca,tükettin benliğimi.......
Gözgöze konuşupta uzlaşmak hani nerde?
Gidişin ağır geldi, yokluğun etti talan,
Meğer aşk sen demekmiş,sevdim söyleyemedim..
Sıcak gözlerle bakıp, her şeyim ben den alan,
Meğer aşk sen demekmiş,yandım söyleyemedim...
Ne elele gezdik, ne de göz göze,
Bir kere olmadık, senle diz dize,
Ne hayaller kurdum, oysa biz bize,
Yaşanmadan bitti,suskun aşkımız...
Gögercin gönüllün, bekliyor burda,
Bana döndüğünü rabbim bir görsem,
İsterse şu ömrüm yarıya insin.....
Hasreti unutup ağlarken gülsem,
Allah'ım sevdiğim,yeter ki dönsün.....
Gelirse acılar sevince döner,
Resmin hep karşımda yanı başımda,
O yumrukladığım mermer taşımda,
Sen ölüme ittin bu genç yaşımda,
Son sözlerin beni yaktı kavurdu....
Ayrılmak imkansız eceldi hani,
Adın; vaz geçilmezim,soyadın; alınyazım,
Rumuzun; nazlı yarim, şımarıklığım nazım,
Her gönüle hayata, senin gibi yar lazım,
Yüreğimde teksin sen,yiğidim iki gözüm...
Geceme doğanayım, gündüzümün güneşi,
Ömrümüzün bir kısmı senin cümlelerini okumakla geçti ki hala unutulamayanlardansın sağlıklı yıllar.
Mustafa yılmaz