Gel yazalım şiirimizi kalemim
Bu geceye seninle yari yazmalıyım
Yetimliğimi hasretliğimi
Sessizliğimi yazmalıyım…
Çocuk yanıma nasıl sokulduğumu
Karanlıkta yalnızlık korkumu
Ayazını tenimin üşümesini bedenimin
Susuşunu dillerimin,yazmalıyım…
Yazıyorum da…
Bir gün okur mu bilmem
Döner mi sever mi yeniden
Çiğdem çiçek olur mu çayırlarıma
Dağlarıma bahar getirir mi
Gecemi aydınlatır mı
Girer mi sokulur mu sol yanı ma?
Ah dertli kalem özünde tükenmezsin sözüm ona
Dertlerime yazarken tükenirsin beni tüketirsin
Noktası olmaz yazdıklarımın
Ya çokludur noktalar yada virgüllüdür laflarım
Acılarıma mayalanırım her gece yeniden
Sancılarıma düğümlenirim
Dindirenim çözenim olmaz
O nemi yapar şimdi?
Sorma,sorma gitsin..
Karanfile sürmüştür acısını
Yarası saklıdır kendinde
Kalenderdir görünürde ihtişamlı
Etek altı yangınını göremez benden başkası
Tutuşan yanlarına su götüren benim
Yarasına sürdüğü yine ben..
Yalnızlığı da benim…
Yalnızlığım odur nihayetin de…
Vakit ayrılık katranı
İnce bir sızı bilincimde
Acıtan sancıtan ahlı bir hatıra
Sabahı arzularım devinim bu ya
Ne olacağı bilinmez
Yine de hayrola
Bilmem ki;
Acep sevdiğim sabaha gelir mi ola?
Başım eğik önünde
Ayaklarım yalın
Eşiğinde ölene kadar kulum ben
Üryanlığımı giydirir elbet birgün
Elbet birgün yıkar musallada musallatını….
Kayıt Tarihi : 23.7.2008 00:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kaçıncı basamağında
olursan ol yaşamın,
karamsarlığa kapılıp
umutsuzluk hırkasını giyme sakın…
Boyun eğme kadere,
çekiver ipini umutsuzluğun,
ilmek ilmek sökülsün…
Taptaze
umut çiçekleri ek
gönül bahçene,
gerisi gelir elbet bir gün…
Yenik düşmez
karanlığa aydınlık,
yumma güneşe gözlerini,
acıları gizler karanlık...
Bir merdiven daya gökyüzüne,
yıldız topla…
Saçlarını tara
pırıl pırıl güneşin…
Sitem etme
düşlerine yağan kara,
damla damla
erir elbet bir gün…
Susturma yüreğini,
kalkar her boran, her sis
her şey unutulur…
En umutsuz bir anda
yağan yağmur,
toprakta
capcanlı bir umut olur…
Bir bahar dalının coşkusunu
tomur tomur
sana da verir elbet bir gün…
Gözyaşıyla dolup taşmaz deniz,
meraklanma…
Uçurtmasını yitiren
çocuğun
gözyaşları kurur,
üzüntüsü durur...
Ararsan;
ipinden kurtulmuş
serseri bir uçurtmanın
özgürlük sevinci
seni de bulur,
bulur elbet bir gün…
Yaprak ödünçtür dallarda,
önemli olan;
umuttan yoksun kalıp
gözlerde ışığı söndürmemek,
direnci yitirmemek…
Dikenli de olsa
kızıl bir güldür hayat,
soldurmadan yaşamak / yaşatmak gerek…
Yeşile düşman bir bahçıvana
kendini sevdirmez çiçek,
yaprak yaprak
ölür elbet bir gün…
Yık barikatları,
erit prangaları halka halka,
zaman defterini kapat…
Dört mevsimi var,
her daim kış olmaz hayat…
Kızıl gülden
derin bir soluk al
tekrar merhaba de yaşama...
Acıdan ıstıraptan arıtılmış,
damla damla
sevgiden damıtılmış,
yepyeni bir dünya yarat...
İnsan;
yere çakılı
yalnız bir ağaç değildir,
tek başına rüzgârı bekleyen…
Yeni yüzler dene,
asla vazgeçme sevmekten...
Sünger çek maziye,
yak ne varsa kötü
gönlünün ocağında…
Geç karşısına,
sevgi kahvesini,
dostluk kahvesini yudumla
umudun şefkatli kucağında…
Bırak,
saçlarını okşasın rüzgar,
apak kar yağsın karanlıklarına…
Her şafakta,
doğan güneşi karşıla,
batarken kızıllığını şarap şişelerine doldur,
yıllansın…
Unut sonbaharı,
başka baharlar ara,
çisil çisil
hep yağmur yağsın
hayat harmanına,
ağaçlar tomurcuklansın…
Aç yüreğinin kapılarını,
sen uçur bir kuş da,
özgürce kanat çırpmanın
tadına varsın…
Bahardaki uyanışı,
gök kuşağındaki gülüşü,
zarafetini gülün,
muhteşem hazzını
bir bebeğin omzundaki gamzeden öpüşün…
Lapa lapa yağan karın sesini,
köpük köpük aşkı,
soluk soluğa,
çimler üstündeki sevişmeleri düşün…
Yaşamak:
zor da olsa ne güzel…
öyle mi ya ölüm,
öyle mi ya ölüm?
asla vaz geçme...Talihin zulmeti yol vermez yâre. Bahtım kara, gül kara, sümbül kara. Sabret gönül bir gün olur bu hasret biter. Çekilen acılar canım gün olur geçer ...;))
kutlarım Saygılarımla
buda benimki
Hasretinle Yanar Can-ı Ten
Ağyar ay tutulsa güne atılsa çengel,
Dağ deniz olur mu ki sevenlere engel,
Duracak zaman zaman değil gayri döngel,
Adın yazdın rıhtımdaki rıhtım üstüne.
Bilmem ki zalim feleğin bize kastı ne?
Arz-ı hal eyledim canan; üstün üstüne,
Atla gel rüzgâr kanatlı atın üstüne,
Aht eyledim adın yazdım ahtım üstüne.
Canan sensiz bahar gelmez ki buralara,
Ak düşmez kara bahtımdaki karalara,
Em olmaz doktor sinendeki yaralara,
Derde deva adın yazdım bahtım üstüne
.....................
Bilal Özcan
Bu geceye seninle yari yazmalıyım
Yetimliğimi hasretliğimi
Sessizliğimi yazmalıyım. sevgili şair mukemmel tebrik ediyorum kaleminiz daim olsun
TÜM YORUMLAR (4)