Bu akşam hüzün var
Efkar var, isyan var
An ve an yaşanan çaresizlik
Dudaklardan süzülen bir of var
Göz’de hüzün var
Eskimeyen kitaplar vardı eskiden
Şarkılar da vardı ya bazen…
Sıcak bir bardak çayla başlayan
Sayfalar yada parçalar sonra soğuk yudumladığımız…
İki kişilikti aşk
Güne uyanmak iki kişilik
Kahvaltı masası,
Muhabbet,
Demlik çay,
İki kişilik...
Ülkemin topraklarında dalgalanır
Ha Al bayrak, ha gök bayrak
Her nisan kar yağar böğrüme
En önde ben varım gardaşım
Ha elimde al bayrak, ha gök bayrak
Ve Üç kere düşer
Kelimeler…
Biri akla düşer...
Biri dile düşer...
Biri kalır içinde…
Kırıkları tamir olmuyor bazen bu yüreğin
Hadi bir parçasını da sen yapıştır
Geçmişten geleceğe sıcak bir dokunuş
Tüylerimin diken diken oluşu gibi
Bedenimin üşüyen soğuk ürpertisi gibi
Susayan dudaklarımda ki yar gibi…
Dağ bayır buralar
Çam kokusu
Şu patika
Taşlı yol
Uzar gider...
Vakit sabahtır şimdi
Şehir gümüş perdelerini araladığında
Bir sabahçı kahvesinde
Ortalık aydınlanırken
Neyi aydınlattığı belerli belirsiz
Bir tavan lambasının altında
Biri bana gel dese
Ya uyumadan önce…
Ya uykuya dalınca…
Ya uykudan uyanınca…
Kahvaltıda çay
Dolaptan vişne reçeli
Yağmurlarda ağlarmış bilir misin
Bırakıverirmiş kendini aşağıya buluttan
Damlalarda ağlarmış
Toprakmış göz yaşlarını silen
Mendilmiş ağladığında bakır renginden
Sevgiymiş adı, özlemmiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!