Ekrem Şama Şiirleri - Şair Ekrem Şama

Ekrem Şama

Masal anlatacağım sizlere, bir masal,
Bakın, mayıs ayında vardır buna emsal.
Belki bir gün başınıza sizin de gelir,
Akla gelsin hemen buradaki ihtilal.

Kralımız ülkenin halkıyla mutlu iken,

Devamını Oku
Ekrem Şama

İkibinyüz’de neler oldu, ilginç olanlar?
Konuşuyorlardı, toplanıp bazı başkanlar.
Almanya Başkanı dedi ki; “Bizdeki olay,
Başka ülkelerde görülemez kolay kolay;
Papazın biri bir çocuğu eğitmiş; dini
Konularda, eğitime adamış kendini.

Devamını Oku
Ekrem Şama

Emredilen her ibadet ayrı bir sınav,
İzah edilemez kuru akılla namaz;
Kim diyorsa secde dediğiniz bir şınav,
Böyle bir kişi namazla akıllanamaz…

07.12.2012

Devamını Oku
Ekrem Şama

Artık Devlet-i Ali Osman'ın son yılları,
Paramparça olmuştur, ülkenin her sınırı.

Diyarıbekr valisi, kulakları dikmişti,
Zira celaliler hep orada birikmişti.

Devamını Oku
Ekrem Şama

İmefe nin babası, Duyun-u Umumiye,
Amir o, icracı o; kendin pişir kendin ye!

Gırtlağa dayanmış borç, ödemesi ne mümkün?
Yönetimi verildi, ülkedeki çok mülkün.

Devamını Oku
Ekrem Şama

İnsanı şeytanla imtihan eder,
Dünyada kalıcı kılıp musallat;
Milleti düşmanla imtihan eder,
Dünyada kılıcı kılıp musallat! ..


Devamını Oku
Ekrem Şama

Bir tarafta ömür boyu durmadan,
Hep Hakk’ın tezekkürünü yapanlar;
Diğer tarafta Hakk’a aldırmadan,
Batılın tezek kürünü yapanlar! ..

22.04.2008

Devamını Oku
Ekrem Şama

İkibinyüz’ün ılık bir sonbahar yağmuru,
Törenlerle karşılandı imefe memuru.
Uçaktan indi, yardımcısına dedi ki; git
Boğazda mevcut sekiz köprü, üç tünel geçit,
Para gişelerinin yerini sapta da gel,
Stand by anlaşması için bir onlar engel.

Devamını Oku
Ekrem Şama

İkibinyüz’de Milli Eğitim Şurası,
Yine tartışma var delegeler arası;
-Zorunlu eğitim onbeş yıla çıkmalı.
-Afrika'ya gidip yeni model bakmalı.
-Kesintisiz devam etmeli bu eğitim.
-Yirmisinde bıyığını mı keseceğim?

Devamını Oku
Ekrem Şama

Tam 16 yıl geçmiş üzerinden. İki rezil olay.
1 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi ile, 37 vatandaşımızın dumandan boğularak ölmesi faciası… Hemen arkasından 5 Temmuz 1993 tarihinde Erzincan Kemaliye ilçesi kırsal kesiminden Başbağlar köyüne yapılan silahlı saldırı neticesinde 33 köylümüzün öldürülmesi, evlerinin yakılması, servetlerinin yok edilmesi faciası.…
Her iki olayın da, Allah inancı olanlar tarafından işlenmesi mümkün olamayacağını düşünüyorum. Buna rağmen birinci olayın mağdurlarının aydınlar olduğuna, bu olayın failleri olduğu ifade edilenler ve ikinci olayın da mağdurları olanlar saf ve temiz olduğuna, olması gerektiğine inanılan Anadolu insanları…
Sivas olayları için adli süreç bitmiş, olay anında sokakta gösteride bulunanlardan kimlikleri tespit edilebilen 30 civarında kişi olayın faili kabul edilerek ağır cezalara mahkum edilmişlerdir. Ama hep sanki bütünün parçalarından bir şeyler noksandır. Mahkumiyet kararları verilirken olay tam araştırılmamış gibidir. En azından bizlerin belleğinde bunlar kalmıştır.
Örneğin, remi bir kurumun faksından çekilen ve saf Müslümanları galeyana getiren, Aziz Nesin ve Aydınlık dergisinin Allah düşmanlığı ve şeytan ayetleri olayının kullanıldığı bildiriler. Kim hazırlamış, kim çekmiş ve maksadı nedir? Niçin resmi bir kurumun faksından çekilmiştir? Ya da dumandan zehirlenenler içinde kurşunla da öldürülmüş olanlar var mıdır? Varsa atılan kurşunlar hangi silahlardan çıkmıştır? Neden bu konu üzerinde hiç durulmamıştır? Neden olay anında resmi kurumlar gereken önlemleri almakta bu kadar gecikmiştir? Oteli ateşe verenler neden net değildir?
Bu ve benzeri hayati önemde olan sorular neden cevapsız kalmıştır?

Devamını Oku