Dünyaya geldi Adıyaman’da.
Okumak yazmak zordu burada.
Yoklukta zorlukta boldu sılada.
Ne yapsa olmadı kaldı arada.
Asker olmaya Söğüt’e vardı.
Vatan için hepsi oradalardı.
Ustalıkta Urfa Suruca çıktı.
Tezkereyi alınca köyüne vardı.
Köy yerinde hayat yaman mı yaman.
Baba vefat etmiş ana perişan.
Paran yoksa sürekli kanıyor yaran.
Acı zulum gurbettir yaranı saran.
Ömrünün baharında düştü yollara.
Kah İsviçrelerde kah italya’da.
Gavurun parası tabi para da.
Sen yoksun duygu yok ruh yok orada.
Elbette gurbetin dönüşü vardır.
Bahtın gülmedi mi sıla da dardır.
Öyle ise nasibi şu Sivas’tadır.
Yola çıkana yaradan yardır.
Çalışıp didindi ayakta kaldı.
Haramdan kaçtı helal kazandı.
Her şeyini alnının teriyle aldı.
Eşini dostunu seven adamdı.
Yer Sultan şehir, o ehli çile.
Felek peşine düşünce yine.
Vah etmedi sabretti kansere bile.
İsyanı koymadı kalbe ve dile.
Zemheri o gün zemheri gibi.
Yağdıkça yağdı kar deli gibi.
Sessizce göçerken bir vêli gibi.
Kırk dört yıl sanki bir hayal gibi.
İki bin yılında yirmi ocakta.
Bir umut diye düştüğü yolda.
Gözlerini yumdu fani dünyaya.
Rabbimiz ukbada koymasın darda…
Kayıt Tarihi : 19.6.2023 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!