Bir gece vardı,
öyle uzun,
öyle karanlık,
Kaz Dağları'nın eteklerine çökmüş bir yas gibi.
Zeytin taneleri acıydı,
deniz suskundu İzmir'de,
dalgalar bile vurmazdı Kordon'a küskün gibi.
?Sonra bir haber geldi iç topraklardan,
tozlu yolları aşıp gelen bir nal sesi,
bir milletin kalbinin gümbürtüsü.
Önce Afyon'da yandı meşale,
sonra ovaya yayıldı alevi.
?Ve bir sabah,
Dokuz Eylül sabahı...
Edremit,
gözlerini araladı mahmur bir gelin gibi,
dağların ardından sızan güneşe.
Pencereler açıldı ardına kadar,
sokaklara esaretin değil,
kekik ve özgürlük kokusu doldu.
Atların kişnemesi, en güzel türküydü o an.
?Aynı güneş,
İzmir'in üzerinde bir bayrak gibi yükseldi,
Körfez'in mavi sularını kızıla boyadı.
Kordon'da bir bekleyiş vardı,
tarihin en tatlı bekleyişi.
Ve geldiler...
Alınlarında vatanın teri,
çizmelerinde zaferin tozuyla girdiler.
O gün,
iki şehir tek bir nefes aldı.
Biri zeytin dallarını salladı gururla,
diğeri imbat rüzgârıyla selamladı kahramanlarını.
Gökyüzüne çekilen her bir al sancak,
toprağa düşmüş binlerce yiğidin
göğe uzanan yeminiydi.
O gün, esaret bitti,
ve vatan yeniden vatan oldu...
Hasan Belek
09 Eylül 25
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 09:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Kurtuluş Günlerini"
Ve esareti
Unutmamak dileğimle,
Kutlarım şiirinizi ve sizi Hasan Bey...
TÜM YORUMLAR (1)